2023 yılına girmeden önce Türkiye'nin ekonomik, toplumsal ve siyasal manzarasına bir göz atmış, ortaya çıkan tablonun pek umut verici olmadığını saptamıştık...
Dünyaya baktığımızda da benzer bir durumla karşılaşıyoruz...
2022'ye küresel ölçekte damgasını vuran Ukrayna Savaşı, 2023 yılında da devam edip gideceğe benziyor.
***
Bu olay ülkemizi en az ülkenin siyasi ve ekonomik koşulları kadar etkiliyor...
Türkiye, bu savaşta NATO üyesi olmasına karşın bir tür tarafsızlık politikası uygulamasa ve Rusya'ya uygulanan yaptırımlara katılsaydı, bugünkünden çok daha büyük güçlüklerle karşı karşıya kalırdı...
Çünkü, ABD'nin 'savaş odakları', yıllar öncesinden Rusya'yı kuşatarak çembere alma ve uzun bir yıpratma savaşına sokma kararı almışlar, bugün Ukrayna'nın yerine getirdiği 'görev' için de Türkiye'yi kullanmayı planlamışlardı.
***
Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesinin 'eşbaşkanı' olarak belirlenmesi, daha sonra 'Arap Baharı' adı verilen operasyonda Suriye'ye karşı mevzilendirilmesi, aslında Rusya'ya karşı açılacak 'büyük savaş' için hazırlanan planların bir parçasıydı...
Suriye savaşı sırasında Rus uçağının FETÖ ile ilişkili pilotlar tarafından düşürülmesi, daha sonra Rus Büyükelçisinin Ankara'da FETÖ bağlantılı bir polis tarafından öldürülmesi de bu plan doğrultusunda atılmış adımlardı...
'Büyük adım' ise 15 Temmuz FETÖ darbe girişimiyle atılmış, ancak ulusal bir tepkinin doğmasıyla ABD'nin planları sekteye uğramıştı.
***
Bu söylediklerimiz 'afaki' bir takım düşünceler ya da 'komplo teorileri' değildir...
Bu planlar, bizzat ABD ve İsrail bağlantılı 'think tank' kuruluşlarında görev yapan 'uzman fütürologlar' tarafından yazılmış makalelerde ve İsrail Dışişleri Bakanlığı'na danışmanlık yapan bir profesörün yazdığı '2005' adlı kitapta uzun uzadıya anlatılmıştır...
Daha önce bu köşede ele almış olduğumuz kitapta, 2020 yılında Türkiye ile Rusya arasında savaş çıkacağı, ABD'nin ve NATO'nun bu savaşa katılmayacağı, ancak Ukrayna, Polonya, Bulgaristan ve Sırbistan gibi ülkelerin Türkiye'nin yanında yer alacağı, bu savaş sonunda Türkiye'nin sınırlarının Çin'e kadar uzanacağı uzun uzun anlatılıyor; ancak ne hikmetse aynı tarihlerde NATO tatbikatlarına sunulan haritalarda Türkiye ikiye 'bölünmüş bir ülke' olarak gösteriliyordu...
Türkiye, FETÖ darbesini akamete uğrattıktan sonra Rusya ile iyi ilişkiler geliştirerek bu tuzaktan son anda kurtulmuştu.
***
2022'nin son günlerinde Suriye'deki yasal hükümet olan Esad hükümetiyle görüşmelerin başlaması, önümüzdeki yılın dünyasına baktığımızda hem ülkemiz hem de bölgemiz açısından gördüğümüz en umut verici gelişmelerden biridir...
Yaşadığımız gerçekler, ABD ile kurulan dostluğun gerçek bir dostluk olmadığını, ABD'nin en başından beri Türkiye'yi 'bölgesel ya da nükleer bir savaşta ateşin içine atılacak ilk ülke' olarak gördüğünü açıkça ortaya koymuştur...
Türkiye'nin günümüzde izlediği 'tarafsızlık' ya da 'denge politikası' olarak nitelenen dış politika sürdürüldüğü ve Rusya, İran, Irak, Suriye ve Mısır gibi ülkelerle iyi ilişkiler geliştirildiği takdirde 2023 yılında yalnız Türkiye değil tüm bölge rahat bir nefes alacaktır.
***
Türkiye, bu yönde ilerlerken, ABD, Türkiye'nin bıraktığı 'boşluğu' Yunanistan ile Ukrayna ve diğer eski Doğu Bloku üyesi ülkelerle doldurmaya çalışmaktadır...
Ancak bu politikaya katılan veya kapılan tüm ülkeler, sonunda ekonomik ve toplumsal yıkım ile karşı karşıya kalacaklardır...
Bu söylediklerimiz kaderlerini ABD'ye bağlayan PKK/PYD ve benzeri terör örgütleri için de geçerlidir.
***
Dünyanın geneline bakıldığında, ABD ve kaderini onunla birleştirmiş olan Avrupa ülkelerinin 'barış ve demokrasi' bayrakları dalgalandırarak dünyayı bir ateş topuna döndürmeye yönelik politikalar izlemeye devam edecekleri görülmektedir...
ABD, yalnız Rusya'yı değil, Türkiye'yi de 'çevrelemeye' çalışmakta, NATO'yu ve Yunanistan'ı kullanarak güneyde Suriye'den Akdeniz'e, oradan Trakya ve Karadeniz'e kadar uzanan bir çember oluşturmaktadır...
Türkiye, bu dalgaya ne kadar direnebilecek, günümüzde olumlu olarak değerlendirdiğimiz politikaları ne ölçüde sürdürebilecektir?..
(Devam edecek)
