Salgın yasakları büyük ölçüde kaldırılınca, tatil özlemini sona erdirecek arayışlar da başladı…

Pandemi öncesi dönemlerde Başkent, Mayıs başından itibaren boşalmaya başlar, Temmuz başlarından Eylül sonuna kadar, terkedilmiş kent görünümüne bürünürdü.

Sahil kentlerine yönelik kaçış nedeniyle Ankara ''ıssız kent''e dönüşürdü….

Cadde ve bulvarlardaki insan seli yok olur, ana arterlerde yoğunlaşan klakson sesleri de duyulmaz olurdu.

Salgınla birlikte sıkça kullanır olduğumuz normalleşmeye dönüş sürecine, kısıtlamaların büyük ölçüde kaldırılmasıyla birlikte hızlı bir giriş yapıldı…

Aylardır maskeli yaşamın ağır koşullarında, salgının alt edildiği sağlıklı günlerin özlemini çeken insanlar, süreci en iyi şekilde değerlendirmenin hesaplarını yapıyor.

Hali vakti yerinde olanlar, sahil kentlerindeki yazlıklarına çoktan gitmiş, deniz özlemini villalarının havuzunda gidermeye başlamıştı.

Yasakların kalkmasıyla birlikte şezlonglarla, şemsiyelerle donanan sahillerin de yüzü gülmeye başladı…

Ama bazı yörelerde yüzler hala asık…

Hem tatilcinin, hem turizmcinin…

Deniz salyası diye de adlandırılan müsilaj kuşatmasına uğrayan sahillerde, turizmci de yazlık evi olanlar da dertli.

Otel, motel, pansiyon gibi turistik işletmeler, pandeminin verdiği zararlar yetmiyormuş gibi, şimdi bir de müsilaj sorunuyla boğuşuyor…

Yüzü asık olan bir başka kesim de çoğu işçi ve memurlardan oluşan dar gelirliler…

Onların derdi daha çok cüzdanlara musallat olmuş müsilajdan kaynaklanıyor…

Cüzdan zafiyeti nedeniyle oluşan müsilaj…

Vıcık vıcık…

Salgın nedeniyle neredeyse iflasın eşiğine gelen turizm işletmeleri çareyi yüksek fiyat uygulamasında arayınca, dar ve sabit gelirliler için tatile çıkma, hayalden öte bir anlam taşımaz oluyor.

En mütevazı ölçülerdeki oteller, moteller ve pansiyonlar bile on-on beş günlük kiralama ücreti olarak müşterinin karşısına dar bütçeleri kat kat aşacak rakamlarla çıkıyor…

İç turizm açısından durum bu merkezde…

Bazı gözü karalar ne yapar bilemem ama, Başkent halkının dar gelirli kesimi teselliyi semt parklarında arayacak gibi…

Müsilajdan uzakta,

Tarifsiz kederler içinde.