Önceki yazımızda 1958 Suriye krizinde ABD tarafından Bağdat Paktı üyesi yapılarak Ortadoğu'da oluşan milliyetçi rejimlere karşı bir müdahale aracı olarak kullanılan ama Irak'taki Amerikancı kraliyet rejimi devrilip müdahale ABD açısından riskli hale gelince durdurulan Demokrat Parti Başkanı Adnan Menderes'in bu duruma tepki gösterip Moskova ile ilişki kurmaya kalkınca 27 Mayıs darbesiyle devrildiğini söylemiş...

1960'lı yılların sonlarında Adalet Partisi Başkanı ve Başbakan Demirel Moskova ile ekonomik ilişkileri geliştirmesi üzerine 12 Mart'ta askeri bir darbeyle düşürüldüğünü sözlerimize eklemiştik...

Benzer bir durum 12 Eylül'de de yaşanmış, Demirel yerini önce ABD'nin 'bizim çocuklar' olarak tanımladığı askeri cuntaya daha sonra Turgut Özal'a bırakmak zorunda kalmıştı.

***

ABD'nin Avrasya'ya karşı giriştiği son saldırı olan Irak'ın işgali ve onun devamı niteliğindeki Arap Baharı harekatı sırasında da ABD ile iyi başlayan ilişkiler zamanla bozulmuş, bunun üzerine ABD kaynaklı FETÖ darbesi yaşanmıştı...

Ancak bu girişim, halkın ve siyasi iktidarın direnişi sonucu başarısızlığa uğrayınca ABD'nin hesapları bozulmuş, ilişkiler de gerilimli bir hal almıştı...

Günümüzde siyasal iktidarın Astana sürecini geliştirmesi ve Arap Baharı harekatının başlangıcında Suriye ve Mısır ile kırıp döktüğü ilişkileri yeniden onarmaya çalışması, bu gelişmelerle yakından bağlantılıdır.

***

Bilindiği gibi, Rusya ile neredeyse askeri çatışma noktasına kadar gelen ve ciddi ekonomik sonuçlar doğuran çatışmanın sonradan bir 'dostluk' sürecine dönüşmesi, ABD'nin uçak olayından sonra Türkiye'yi desteklemek için NATO'yu harekete geçirmeyi reddetmesi, İslamcı hareketlere verdiği desteği PKK/PYD hareketine çevirmesi ve Erdoğan buna tepki gösterince 15 Temmuz FETÖ darbesini teşvik etmesi ile yakından ilişkiliydi...

Bu 'çelişkili ilişki' Türk-Amerikan ilişkilerinde gerilim yaratmış olsa da Türkiye halen NATO üyeliğini sürdürmekte ve 'resmen' ABD'yi stratejik müttefik olarak görmeye devam etmektedir. Dahası, bir NATO üyesi olarak Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna'yı desteklemektedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun Rusya'nın Ukrayna'ya savaş tazminatı ödemesini isteyen kararına 73 ülke çekimser kalırken 'kabul' oyu vermekle bunu bir kere daha göstermiştir...

Rusya bu durumu bilerek hareket etmekte, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerini her an düzeltebileceğini ve halen uyguladığı 'denge' politikasını terkederek 'eski' stratejisine dönebileceğini hesaba katmaktadır. 'Dostluk' yönündeki adımlarını 'temkinli' atmasının sebebi budur.

***

Neticede, uçak olayından sonra başlatılan 'onarma girişimi'nin Türkiye ve Rusya'ya bir hareket alanı sağlasa da iki ülke arasında 'sağlam' bir dostluk yarattığını söylemek mümkün değildir...

Askeri harekatlar için 'yığınakta yapılan hata sonradan düzeltilemez' diye bir söz vardır; siyasette yapılan hataların açtığı yaralar da kolay kolay iyileşmemektedir...

Bu durumun geçerliliği yalnız Rusya ile ilişkilerde değil Suriye ve Mısır ile ilişkilerde de görülmektedir.

***

Malum olduğu üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte ağır hakaretler ettiği Mısır Başkanı Sisi ile 'el sıkışmış' ve Suriye Cumhurbaşkanı Esad ile görüşebileceğini açıklamıştır...

Ne var ki, 'Katil Sisi', Erdoğan'la el sıkışsa bile geçmişte Mısır ve Libya'da Erdoğan'la kendisi arasında yaşanan gerginlikleri kolay kolay unutmayacağını göstermiştir. Türkiye'nin Suriye'de başlattığı hava operasyonu üzerine Mısır Dışişleri Bakanlığı bir açıklama yaparak operasyonların derhal durdurulması çağrısı yapmış ve 'Harekatlar kardeş Arap ülkeleri Irak ve Suriye'nin egemenliğinin ihlalidir' ifadesini kullanmıştır...

Esad da, Erdoğan'ın kendisi ile görüşebileceği şeklindeki açıklamaları karşısında sessizliğini korumakta ve bir kara operasyonu başlatılması durumunda bunu Suriye'nin toprak egemenliğine karşı yeni bir hareket olarak göreceğini söylemektedir. Türkiye'nin yapmayı planladığı kara operasyonunun Suriye'nin toprak bütünlüğünü hedef almadığı şeklindeki açıklamaları o cephede kabul görmemektedir. Nitekim, Suriye Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Pierre Marjane, Erdoğan'ın 'Esad'la görüşebilirim' açıklamasına cevaben, 'Türkiye ile bir diyalog zemini oluşabilir; ancak öncelikle Türkiye terörist çeteleri finanse ederek, eğiterek Suriye topraklarını işgal ettiğini kabul etmeli, ikinci olarak da Suriye topraklarından çekilmeye hazır olduğunu belli etmeli' açıklamasını yapmıştır.

(Devam edecek)