TürkAkım Projesi deniz bölümünün tamamlanma töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vlademir Putin'in katılımıyla gerçekleştirildi...

2014'te ilk adımı atıldıktan sonra 2016'da yapımına başlanan projenin 2019'da tamamlanması öngörülüyor...

Böylece Türkiye, giderek önem kazanan doğalgaz alanında İran'dan sonra ikinci bir büyük 'tedarikçi'ye kavuşuyor.

***

Olay, Türkiye ve Rusya açısından yalnız ekonomik yönden değil siyasal yönden de büyük önem taşıyor...

Çünkü bu projeyi Türkiye'nin son dönemde dış politikada yaptığı tercihlerden ve iki ülke arasındaki ilişkilerin seyrinden ayrı düşünmek mümkün değil...

Nitekim, başlangıçta Ukrayna'dan geçmesi planlanan ancak 2014 yılında bu ülke ile Rusya'nın yaşadığı sorunların ardından Karadeniz'in altından geçecek şekilde Türkiye üzerinden inşası kararlaştırılan bu hat, 2015 yılında Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin bozulması üzerine 'dondurulmuş' daha sonra ilişkilerin yumuşaması üzerine buzdolabından çıkarılarak yeniden uygulamaya konulmuştu.

***

Hattın bazı özelliklerini hatırlayalım:

Proje, her biri 15 milyar 750 milyon metreküp kapasiteli 4 hattan oluşuyor... Bunun 910 kilometresi Karadeniz'in altından geçecek... Hattın kara bölümünün uzunluğu da 260 kilometre olacak...

Hattın, tahmini taşıma kapasitesi yılda 63 milyar metreküp... Türkiye'nin bu projeden yılda yaklaşık 14 milyar metreküp doğalgaz alması ve kalan 49 milyar metreküp gazın da Avrupa'ya ihraç edilmesi planlanıyor.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hattın karaya çıkışı dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada hattın önemini, 'Türkiye içinde İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir gibi kritik üretim ve ihracat merkezleri yeni bir tedarik hattına kavuşacak. Böylece Türkiye transit risklere maruz kalmadan hem kendisinin hem de Avrupa ülkelerinin doğal gaz taleplerini karşılayabilecek' sözleriyle dile getirdi...

Ardından Rusya'yı, 'uzun vadeli işbirliği yapabilecek güvenilir bir dost' olarak tanımladı...

Aynı törende, konuşan Rusya Devlet Başkanı Putin de 'İki ülke arasında güven olmadan böyle bir projeyi (TürkAkım) gerçekleştirmek mümkün değildi' dedi.

***

Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak da, törenden bir gün önce yaptığı açıklamada, TürkAkım'ın Türkiye ile Rusya arasındaki en önemli ve stratejik projelerden biri olduğunu belirtmiş ve projenin 'uzun yıllar boyunca iki ülke arasındaki ekonomik işbirliğinin temelini oluşturacağını' vurgulamıştı...

Novak'ın, iki ülke arasındaki işbirliğinin artmasıyla ilgili olarak verdiği bilgiler de önemliydi...

Bu bilgilere göre iki ülke arasındaki ticaret hacmi bu yıl yüzde 26 artmıştı... Üstelik bu artış yaptığı ihracatı ithalatına göre yüzde 12'nin üzerinde artıran Türkiye'nin lehine gerçekleşmişti.

***

Projenin diğer dikkat çekici yanı ise doğalgaz alanında uluslararası planda ilginç gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk gelmiş olmasıydı...

Doğu Akdeniz bölgesinde doğalgaz alanlarının paylaşılmasında ABD petrol devi Exxon tarafından Türkiye'nin dışlanması ve Rusya ile Almanya arasında inşa edilmekte olan Kuzey Akım 2 projesine karşı ABD'nin Ukrayna ile birlikte mücadele kararı alması iki ülke arasında ABD politikalarına karşı ortak bir zemin oluşturuyor...

Novak'ın, sözünü ettiğimiz konuşmasında Türkiye ile ilişkilerin önemini vurgularken ABD'nin doğal gaz konusunda başta Almanya olmak üzere Avrupa'ya yönelik 'baskıcı politikalar'ını eleştirmesi de bu gelişmelerle ilgili görülüyor.

***

Hatırlanacağı üzere Rusya, TürkAkım ile aynı dönemde Rusya'dan Almanya'ya doğalgaz aktarımını öngören bir başka hattın daha inşasına başlamış bulunuyor...

'Kuzey Akım 2' olarak adlandırılan bu projeye göre, Rusya'dan Almanya'ya Baltık Denizi altından geçecek bir hat aracılığıyla toplam 55 milyar metreküp doğalgaz aktarılacak...

Bu hattın TürkAkım Projesi ile birlikte faaliyete geçmesiyle halen Avrupa'daki toplam gaz talebinin üçte birini karşıladığı bilinen Rusya, 2025'e gelindiğinde Avrupa'nın gaz ihtiyacının yüzde 40'ını karşılayacak.

***

Önümüzdeki dönemde gerek Türkiye-Rusya, gerekse Almanya-Rusya arasındaki ilişkilerin siyasal alanda da güçlenmesini gerektiren bir zemin oluşuyor...

Bu durum, uluslararası alanda giderek tecrit olan ve müttefikleriyle sorunlar yaşayan ABD'yi son derece rahatsız ediyor...

Gelişmeler, ABD'nin Almanya ve Türkiye ile ilişkilerinde yaşadığı gerginliklerin 'konjonktürel' olmaktan çıkıp kalıcı bir özellik kazanmakta olduğunu gösteriyor.