Sandık yaklaştıkça gerilim tırmanıyor.
Bir yanda başkanlık yarışına katılan adaylar, öte yanda adayların destekçisi siyasi partilerin sözcüleri, seçim süreci daraldıkça söylemlerindeki sertlik dozunu daha da artırıyor.
Bir acımasızlıktır almış başını gidiyor.
Yarışa katılanlar ve destekçileri, rakibi yıpratıp seçimi kazanmak için eleştiri bombardımanına çoktan başladı.
Bir yandan da yumuşak karın arayışları, boşluk bulma çabaları olanca yoğunluğuyla sürüyor.
Tarafların belki de tek ortak yanı 'örtülü'' seçim parolasında kesişiyor:
'Meydanlarda vur, sandığa göm''
Rakip adayların ve onların destekçisi siyasi parti sözcülerinin, propaganda gezilerinde, katıldıkları tv programlarında ve yazılı basın organlarında rakip adayı hırpalamak, böylece olası oylarını çelmek için yaptıkları eleştirilerde ''insaf'' dozunun zerresine bile rastlamak mümkün olmuyor.
Asabi söylemler, bana yıllar öncesinin seçim dönemlerini anımsattı.
Ecevitlerin, Demirellerin, Erbakanların yurt gezileri geldi gözlerimin önüne.
Bir de o gezilerde yapılan söylemler…
Zaman zaman sert ama insaf sınırını asla aşmayan çıkışlar.
Ve 'sevgi'' temelli propaganda şarkıları…
Örneğin ünlü ses sanatçısı Şenay'ın Ecevit tarafından seçim gezilerinde kullanılan iki hit parçası:
İlki; 'Sev Kardeşim'
Dillerden düşmeyen o nakarat:
'Dünyaya geldik bir kere / Kavgayı bırak her gün bu şarkımı söyle / Sevdikçe güler her çehre / Amaçlar hep bir olsun, kalpler birlikte...''
İkincisi;''Hayat Bayram Olsa'
'Bütün dünya buna inansa, bir inansa / Hayat bayram olsa / İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa / Uzansak sonsuza'
Aradan yıllar geçti.
Söylemler değişti.
Hayat bayram olmadı.
Sevmeyi de unuttuk üstelik.
Ama 62 yaşında yaşama veda eden Şenay'ı unutmadık.
Özlemle gerçekleşmesini beklediğimiz şarkılarının sözlerini de.
''Bir gün, belki'' umuduyla…