Ankara'nın Altındağ İlçesi'ne bağlı Ulus Semti sınırları içindeki Ankara Kalesi'nin eteğinde kurulu tarihi ve turistik bir çarşı olan Samanpazarı, tarihi cami ve mimarisiyle hala Ankara'nın gözbebeği durumunda.

SAMANPAZARI NEREDEDİR?

Ankara Kaleiçi'ne çıkan yokuşun olduğu bölge olan Samanpazarı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin yanından aşağı doğru iner. Eskiden 'Atpazarı' ve 'Kağnıpazarı' diye de adlandırılmıştır. Bölgede meydana çıkan beş yol ve meydan çevresinde tarihi hanlar, ticaret merkezleri bulunmaktaydı. Kağnılarla getirilen saman burada satılırdı.

DİKKAT ÇEKEN ÖZELLİKLER

Samanpazarı, eski bakırlar, hediyelik eşyalar satan küçük dükkanlarla dolu turistik bir bölgedir. Ankara'nın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğu için en eski camiler de buradadır. Örneğin; Kaleiçi'ndeki Alaaddin Camii, Can Sokak'taki Ahi Elvan Camii.

SAMANPAZARI'NDA BULUNAN TARİHİ YAPILARIN ÖZELLİKLERİ

Ankara Kalesi: Ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Romalılar, Bizanslılar hakimiyetinde kalan kale, 1073 yılında Selçukluların eline geçmiştir. 1101 yılında Haçlılarca ele geçirilen kale 1227 yılında tekrar Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Selçuklular döneminde onarılan ve eklemeler yapılan kale Osmanlı döneminde 1832'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından onarımdan geçirilmiştir. Kale yapısında rastlanan heykel, lahit, sütun başlıkları kalenin yapımı ve onarımında etrafta bulunan malzemelerden yararlanıldığını göstermektedir. Kalede roma dönemine ait kalıntılar dikkati çekerse de büyük ölçüde Bizans döneminde yapılmıştır. İmparator II.Consantantinus MS. 668'de Dış kaleyi yaptırmıştır, İmparator Isaurili III. Leonise kale duvarlarını onarırken iç kale surlarını yükseltmiştir. Bunun ardından İmparator Nikoporos 805'te, İmparator Bazileus 859'da bu kaleyi onarmıştır. Kalenin yerden yüksekliği 110 metredir. Ankara Kalesi dışarıdan görümüne göre daha büyüktür. Ayrıca kale her yıl çeşitli festivallere de ev sahipliği yapmaktadır.

Arslanhane Camii: Arslanhane Camii veya Ahi Şerafettin Camii, Ankara'nın Samanpazarı mahallesinde bulunan Selçuklu dönemine ait bir camidir. 13'üncü yüzyıl başında Ahiler döneminde yapılmış, 1289-1290'da ilk restorasyonu Ahi Şerafeddin tarafından yaptırılmıştır. Minberindeki bir kitabeye göre mimarı Ebubekir Mehmet'tir. Düz, ahşap tavanlıdır, mihrabı Selçuk çinileri ile kaplıdır ve iki yanda ahşap sütunlar dizilmiştir. İnşaatta kullanılan taşların bazıları Roma ve Bizans döneminden yapılardan kalmadır. Çatısı kurşun kaplamalıdır. Kuzey, güney ve batı yönlerine açılan üç kapısı vardır. Caminin kurucusu Ahi Şerafettin, caminin karşısında bir Selçuklu türbesinde yatar. Cami 'Arslanhane' olarak da bilinmesinin nedeni, türbenin duvarına gömülü olan antik aslan heykeldir.

Ahi Elvan Camii: Samanpazar'ından kaleye çıkarken yolun solunda bulunan cami, dikdörtgen planlı, ahşap minberi ve direkleri ile önem kazanan bir yapıdır. Son cemaat yeri yoktur. Minaresi kuzeybatı köşededir. Cami kuzeye doğru yükselen bir araziye yapılmıştır. Dıştan sade bir görünüme sahiptir. Caminin duvarları, altta iri moloz taş, gerisi kerpiç örgüdür. Yakın zamanlarda yapılan onarımlarda duvarları tuğla örgü ile kuvvetlendirilmiştir. Çatısı alaturka kiremitlidir. Kuzey cephesi yamaca yaslandığından mahfel kapısından başka bir açıklık yoktur. Kesme taş kaideli minare kuzeybatı köşededir. Minarenin gövdesi ve petek kısmı tuğladır. Caminin ana kapısı doğu cephenin ortasındadır .Bu cephede, altta kapının sağında bir, solunda iki pencere ve üstte üç pencere vardır. Güney cephede üç alt üç üst pencere bulunmaktadır. Batı cephede iki alt, dört üst pencere ile üçüncü bir kapı yer almaktadır. Boyuna dikdörtgen planlı caminin ahşap tavanı üç sıra halinde dizilen dörder adet ahşap direkle taşınmaktadır.

TÜRKİYE'NİN İDAM TARİHİNDE SAMANPAZARI'NIN YERİ

Türkiye'de idam cezasının infazları 1965 yılına kadar gündüzleri ve halkın izleyebilmesi için alenen ve belirli noktalarda İstanbul'da Sultanahmet Meydanı'nda, Ankara'da Samanpazarı'nda gerçekleştiriliyordu. 4 Şubat 1926'da İskilipli Atıf Hoca, Samanpazarı'nda idam edildi. 14 Nisan 1955'te casusluk suçundan idam edilen Hayati Karaşahin'di. İnfazı, Ankara Samanpazarı'nda halka açık olarak yapıldı. Hayati Karaşahin'in idamını izleyen gazeteci Altan Öymen, 14 Kasım 2012 tarihli Radikal Gazetesi'ndeki köşesinde şu satırları kaleme alır; 'İdam' denilince, aklıma Ankara'nın Samanpazarı Meydanı gelir. 1950'lerde o cezalar orada infaz edilirdi. Gece yarısından sonra ve toplanan halkın gözü önünde... Ben ilk gazetecilik yıllarımda orada bir 'infaz'ı izlemek ve gazeteye yazmak zorunda kalmıştım. Dehşet verici bir durumdu.'

ESNAF SÜRÜMDEN KAZANIYOR

Samanpazarı'da esnaflık yapmanın tarihi bir sorumluluk taşıdığını söyleyen ve burada çömlekçilik yapan 65 yaşındaki Seyfullah Seyirtepe, düşüncelerini şöyle paylaştı: '45 yıldır bu bölgede esnaflık yapıyorum. Samanpazarı'nın tarihi çok öncelere dayanır. Burada çok önemli tarihi eserler vardır. Bizler de çömlekçilik yaparak hem para kazanıyoruz hem de tarihimize sahip çıkıyoruz. Buraya daha çok Ankara'nın düşük gelirli vatandaşları gelir. Burada satılan eşyalar merkeze göre daha ucuzdur. Esnaf da çoğu zaman sürümden kazanır. Önceki dönemlere göre birçok meslek grubu artık tarihe kavuşsa da bizim gibi bu tarihi devam ettiren esnaflar hala buradadır.'

Editör: Haber Merkezi