Basketbolda uluslararası platformlarda kulüpler düzeyinde inanılmaz derecede başarılı olmamıza karşın, milli takımlarda en son madalyamızı kadınlarda 2013 yılında Avrupa şampiyonasında bronz, erkeklerde ise 2013 Mersin’de yapılan Akdeniz Oyunlarında altın olarak aldık. Halbuki 12 Dev Adamlarımızın 2001’deki Avrupa ile 2010’daki Dünya şampiyonalarında kazandığı gümüş ile Potanın Perileriyle de Avrupa şampiyonalarında 2011’de gümüş ve 2013 bronzla tarih yazmıştık. Bunun nedenlerini sıralamak ayrı bir yazı konusu olur ama bu kadın millilerimizin bize yaşattığı mutluluğu, olumsuzluklarla bozup canınızı sıkmak istemiyorum.

2013 tarihinden beri üzerimize çöken kara bulutları yine bir Avrupa şampiyonasında kadın milli takımımız dağıttı. Potanın Perileri, Yunanistan’da oynadığımız finallerde grup ikincisi olarak çeyrek finale kalarak basketbolda milli takımlar düzeyinde üzerimizdeki ölü toprağını sıyırıp attı.

Pire’de A grubunda oynayan millilerimiz, ilk maçında olimpiyat 2’cisi Fransa’ya baştan önde götürdüğü mücadeleyi son dakikada geriye düşerek 71-69 kaybetmemize rağmen sergilediği performansla bizi ümitlendirmişti. İsviçre’yi de 91-67 gibi farklı skorla geçen perileri, ev sahibi Yunanistan ile çok farklı anlamlar taşıyan bir mücadele bekliyordu.

Öncelikle olmak ya da olmamak anlamı taşıyan bu mücadeleyi kaybettiğimizde eve dönecektik. Bu durum aynı zamanda son 3 Avrupa şampiyonasında olduğu gibi gruptan çıkamamayı sürdürme anlamını taşıyordu. Bir diğeri ise 2017 Avrupa Şampiyonası çeyrek finalinde bizi 84-55 gibi farkla yenerek yarı finale yükselmemize engel olarak yarı final kapısından çeviren Yunanistan’dan rövanşı alma anlamı yüklenmişti.

Aslında olmayacak şey değildi. Bir kere Fransa ve İsviçre maçları bize göstermişti ki kadın millilerimiz istim üzerindeydi. Tek sıkıntımız, Barış ve Dostluk Salonundaki biletlerin günler önce tükenmiş olmasıydı ama oluşturulacak bu ambiyansı bertaraf etmek de elimizdeydi. Biz perilerimize güveniyorduk, onlar da bunu boşa çıkarmadılar… 15 bin dolayındaki Yunan taraftarını susturarak, yukarıda sıraladığımız çok anlamlı duyguları içeren mücadeleden alınlarının akıyla çıkmayı başardılar.

Grupta her maçın ayrı ayrı kahramanları vardı ama 3 mücadelenin de double-double yapan tek yıldızı vardı o da McCowan’dı. Teaira McCowan, Fransa karşısında 20 sayı-15 ribaund, İsviçre önünde 19 sayı-12 ribaund ve Yunanistan maçında da 10 sayı-14 ribaundla pota altında devleşen isim oldu.

Perilerde öne çıkan diğer isimler de Yunanistan karşısında maçın oyuncusu olan Tilbe Şenyürek ile Alperi Onar, Olcay Turgut, Sevgi Uzun ve Gkşen Fitik oldu. Bu arada çeyrek final kutlamalarında sakatlığı nedeniyle oynayamayan Simge Ataş’ın formasını ellerinden düşürmeyen kadın millilerimizde oluşan takım ruhunun en büyük göstergesiydi.

Salı akşamı B grubu birincisi İtalya ile yarı final için mücadele edecek olan Potanın Perilerine Başantrenör Ekrem Memnun’un güveni tam. Oyuncuların başarıyı çok istediklerinin altını çizen Memnun, başka hayalleri ve hedeflerinin olduğunu, kim gelirse gelsin ellerinden gelenin en iyisini yapacaklarına olan inancını da dile getirdi.

Haydi milli takım, size olan inancımızla, bizlere Atina’da bir peri masalı yaşatacağınıza yürekten inanıyoruz.