Çevre politikalarını irdelediğimiz yazılarımızın sonuncusunda Türkiye'de Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) uygulamalarının çoğu zaman nasıl anlamsız hale getirildiğini bir gölet projesi üzerinden göstermeye çalışmış...

'ÇED gereksiz' raporuna dayanılarak inşa edilen Kayadibi Göletinin o rapor mahkeme tarafından iptal edildiği halde o tarihte inşaatının tamamlanmış olması nedeniyle işler hale getirilmesinin öyküsünü anlatmıştık...

Ne var ki, bu tür davalar her zaman bu olayda olduğu gibi 'iş işten geçtikten sonra' sonuçlanmıyor...

Sivil toplum örgütleri olaya aktif olarak katıldıkları ve mahkemeler kararların gecikmesi durumunda ortaya çıkabilecek mahzurları göz önüne aldıkları takdirde 'emrivakiler' önlenebiliyor.

***

Bu konudaki olumlu bir örnek, yaklaşık bir hafta kadar önce Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'nin bir enerji şirketinin Elbistan ilçesinde yapacağı termik santrali için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporuyla ilgili yürütmeyi durdurma kararı vermesiyle yaşandı...

29 Haziran 2018 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanan söz konusu ÇED raporunda, şirket tarafından tüm çevresel etkilerin değerlendirildiği ve gerekli her türlü tedbirin alındığı belirtilerek projenin çevreye zarar vermeyeceği savunulmuş...

Bunun üzerine bölgede halen faaliyette olan 2 termik santral nedeniyle karşılaştıkları sorunlardan 'ağzı yanan' yöre halkı ve çevreciler, Kahramanmaraş İdare Mahkemesi'nde yürütmenin durdurulması için dava açmışlardı.

***

Açılan davanın gerekçesinde termik santralın yapılması halinde ortaya çıkabilecek sorunlar şöyle sıralanıyordu:

*Kömürle çalışacak santral, bölgedeki kömürün kalorisinin düşük ve ıslak olması nedeniyle enerjiden çok kükürt üretecek, bunun sonucunda çok ciddi hava ve çevre kirliliği ortaya çıkacaktı.

*Santralın tarım havasının ortasına kurulacak olmasından dolayı tarımsal üretim zarar görecek, yanma sonucunda her yıl ortaya çıkacak 3,5 milyon ton atık çiftçilerin tarımda kullandığı yeraltı suyunu kirleterek çevreye ve insan sağlığına zarar verecekti.

*Santralın faaliyeti sırasında dev pompalarla su çekilmesi neticesinde Ceyhan Nehri kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak, bölgede bulunan diğer termik santrallerle birlikte doğaya salınacak karbondioksitten dolayı çevre felaketi oluşacaktı.

***

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu iddialara karşı yaptığı savunmada ÇED Raporu'nun mevzuata uygun olarak hazırlandığını, projenin tüm çevresel etkilerinin değerlendirildiğini, gerekli her türlü tedbirin alındığı belirterek davanın reddedilmesini talep etti...

Enerji şirketinin avukatları da ÇED raporunun tamamen bilimsel ve hukuka uyarlı bir şekilde hazırlandığını savundular.

Bu durum karşısında mahkeme, gerçek durumu saptamak için bir bilirkişi heyeti oluşturularak bölgede keşif yapılmasına karar verdi.

***

Akademik kariyere sahip çevre, jeoloji, inşaat ve ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinin hazırladığı rapor, daha önce hazırlanmış 'ÇED olumlu' raporundan çok farklı sonuçlara vardı...

Bilirkişi reporunun sonuç bölümünde şu satırlar yer aldı:

'Elbistan Akbayır 400 MW TES Entegre Projesine ait ÇED Raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde ÇED olumlu kararının üstün kamu yararı, yöre halkının bireysel menfaatleri, ekoloji ve sürdürülebilirlik açısından yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.'

***

Bu rapor üzerine Kahramanmaraş İdare Mahkemesi, ÇED Raporuyla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca verilen olumlu kararın hukuka uygun olmadığı belirterek yürütmenin durdurulmasına karar verdi...

Kararda, 'Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğabileceğinden 2577 Sayılı Kanunun 27'nci maddesi uyarınca teminat alınmaksızın yürütmenin durdurulmasına, aynı Kanun'un 20/A maddesi uyarınca itirazın mümkün olmadığına oy birliğiyle karar verilmiştir.' denildi...

Böylece dava devam ederken inşaatın tamamlanmasıyla yapılacak bir emrivaki önlenmiş oldu.

(Devam edecek)