Bildiğin gibi uzun süren yazışmalarımızdan sonra ancak abi sayesinde bir araya geldik!
O akşamı anımsıyor musun?
Saraydaki karşılaşmamızı.
Ben senden önce gelmiştim.
Elimde kırmızı karanfiller..
Seni bekliyordum.
Geniş bir salon…
Masaların üzerinde beyaz örtüler..
Örtülerin üzerindeki cam kâselerin içinde kırmızı karanfiller.
Her şey bizim içindi.
Ve ben...
Salonun tam ortasında bize hazırlanan masaya giden kırmızı halının başındaydım!
Sen muhteşem güzelliğinle, kolunda “Abi” ile salona girdin!
O arada havada muhteşem güzellikler oluştu..
Sarı..
Kırmızı…
Sandım ki Galatasaray’ın şampiyonluğunu da kutlayacağız…
Sonrasında yeşil ışıklar fışkırdı…
Sarı ve kırmızının yanında!
Mayıs ayındayız “Bahardandır” diye düşündüm.
…
Salonun tam ortasında bize hazırlanan beyaz örtülü, üzerinde karanfil olan geniş yuvarlak masaya oturduk.
Masamızda eş-dost ve akrabalarımız vardı nedense kimse bir şey demiyor sadece bize bakıyordu!
Memur bir şey dedi;
Sen tekrar ettin, benim gözlerime baktın!
Ben anlamadığımı ifade etmek için omuzlarımı yukarıya kaldırdım…
Umursamadın!
Memur tekrar aynı şeyleri söyledi
Sen tekrar ettin!
Ben yine ne dediğini anlamadım!
Salondaki bazı insanların ayağa kalktığını gördüm..
Sanki bana tepkili gibiydiler!
Ne dediklerini anlamadım
Sen anladın mı?