Geldik yeniden bir yerel seçim sürecine…

Ak Parti Murat Kurum’u aday gösterince herkes başladı, ‘teknokrat Kurum mu, yoksa siyasetçi İmamoğlu mu’ kazanır sorularını sormaya…

Ancak şu soruya bir türlü kimse yanıt vermeye yanaşmıyor, ya da veremiyor: “Erdoğan. İstanbul’u istemiyor mu ki; kurt bir siyasetçinin karşısına teknokrat Murat Kurum’u aday gösterdi”

Açık konuşalım…

Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Ben İstanbul’a kimi koysam kazanır’ noktasında…

Beni bu fikre iten bir iddia mı ortaya atıyorum: “İmamoğlu 31 Mart 2019 yılındaki seçimlerde çok daha şanslıydı..”

İlk seçimde 14 bin kadar farkla, ardından ikinci turda 800 bin gibi ezici bir çoğunlukla kazandı.

Aslında adam en başından kazanmıştı…

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı gaza getirenler aslında 800 bin gibi bir ezici çoğunlukla Erdoğan’a İstanbul’u kaybetmesini tattırdılar…

‘Adam en başından kazanmıştı’ dememize gelince…

AK Parti ile tabansal olarak aynı zihniyette olan tarikatlar, 2015 yılındaki seçimler sırasında yaşanan bazı kırılmalar nedeniyle Ak Parti’den bütün desteklerini çekmişlerdi.

Bu kırgınlık süreci 2019 seçimlerinin ilk turu olan 31 Mart’ta aslında kendisini göstermişti.

Hatta bu kırgınlık su yüzüne çıktığı için dönemin bir gazetesine, seçimden 2 gün önce “üç cemaatin AK Partiye destek vereceğini” açıkladıkları haber yaptırmışlardı. Haberde konuşan kişi tarafından kullanılan buna rağmen söz konusu kesimin böyle bir durum vaki olmamış gibi bir algı oluşturmaya çalıştığını” cümlesi bile kırgınlığı ortaya döküyordu.

Merak eden  okurlarım  Üç tarikattan AKP’ye açık seçim desteği yazısından bakabilir. 

Tarikatlar, beklentilerinin karşılanması ümidiyle 2019 seçimlerinin ilk turunda küçük bir destek vermiş ve ‘kıl payı’ seçimlerin kazanılabileceği ya da kaybettirilebileceğini hissettirmişti.

Ancak AK Parti’nin kurmaylarınca bu algılanamamıştı.

Üstüne AK Parti içerisinde o gün ‘Binali Yıldırım’a destek verilmemesi’ talimatı veren ‘kendini güç odağı olarak görenlerin’ olması da işe tuz-biber ekmişti.

Ve 23 Haziran’daki ikinci tur seçimlerine kadar beklentileri karşılanamayan kırgın tarikatlar desteklerini çekmişlerdi.

Herkes o zaman, Halkların Demokrasi Partisi’nin (HDP) ikinci turda verdiği destekle İmamoğlu’nun kazandığını söyledi. Ancak HDP’nin ilk turda da desteğini verdiği gerçeği gözden kaçırılmıştı.

HDP’nin verdiği desteğe rağmen ilk turda 14 bin kadar oy farkı ile İmamoğlu kazanmıştı, ancak sonrasında 800 bin gibi bir oy almıştı.

İşte bu 800 bin oyun çok büyük bir bölümü, AK Partiyi, dolayısıyla Erdoğan’ı cezalandırmaya karar veren tarikatların ibreyi İmamoğlu’na çevirmelerinden kaynaklanmıştı.

Gelelim önümüzde 60 gün kadar sonra yapılacak 31 Mart 2024 yerel seçimlerine…

Öncesinde AK Parti’nin dersini aldığını söyleyelim.

Dolayısıyla bundan sonraki yazdıklarım yukarıda “Erdoğan İstanbul’u istemiyor mu ki; kurt bir siyasetçinin karşısına teknokrat Murat Kurum’u aday gösterdi” sorumuzun da cevabı olacak.

AK Parti dersini, 14 ve 28 Mayıs 2023 Genel seçimlerinde kırgın tarikatların gönlünü alacak adımları atarak aldığını hatırlatalım.

Herkesin bir türlü sorgulamadığı, toplam 150 bin destekçisi (isterseniz müridi deyin) olan Hüda-Par ile neden ittifak yapıldığı gözden kaçırılıyor.

Hüda-Par, özellikle Doğu ve Güneydoğu illerindeki güçlü tarikatlarla AK Parti’nin ilişkilerini düzeltti. O tarikatların İstanbul’daki tarikatlarla bağının oluşu ilişkilerin düzelmesini kolaylaştırdı.

‘Hüda-Par bunun karşılığını da milletvekilliği ile aldı’ diye düşünmeyin…

Aksine, bu ilişki şekli önümüzdeki seçimlerde de çok öne çıkacak.

Sadece siyaseti tam bilmeyen bir teknokrata karşı yarışmayacak İmamoğlu…

Tarikatlar desteğini çekmez ise…Murat Kurum çok ciddi bir hata yapmaz ise…

Bugün ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ne (DEM) dönüşen eski HDP İstanbul’da aday çıkarsa da çıkarmasa da…İmamoğlu’na destek verseler de, vermeseler de…

İstanbul seçimleri Ekrem İmamoğlu’nun belki son seçimi bile olabilecek aritmetik analizin farklılaştığı bir seçim olacak…