Gölet ve barajlarda da balık avcılığı kıyıdan ya da botla yapılacak kadar geniş bir kitle tarafından tercih ediliyor. Ankaralılar artık hafta sonları piknik imkanları ile bu avlaklarda balık avcılığı da yapıyor.
Olta balıkçılığı geliştikçe bu ürünlerin fiyatlarında da hatırı sayılır artışlar oluyor. Balık avcılığına merak salan memur, işçi ve öğrenci kenti Ankaralıların ekonomik koşulları da düşük olduğundan arızalı oltalarını yenisi ile değiştirmekten çok tamirin tercih ediyor. Ancak Ankara’da olta tamiri yapan usta sayısı da günümüzde artık kalmadı.
www.baskentgazete.com.tr olarak Ankara’da olta tamiri yapan tek ustayı bulduk. Ulus’ta Çankırı Caddesinin sonunda Yıldırım Beyazıt (YIBA) Çarşısı olarak bilinen yerleşim bölgesinin arka sokağında 40 yıldır av malzemeleri satışı yapan PARS Av Balık Malzemelerinin sahibi İlhami Gökçek usta olta tamiri yapan tek usta.
Büyük oğlu Fahri Gökçek’in av malzemeleri satışı yaptığı dükkanında oltası bozulan Ankaralıların da ‘el aman’ diledikleri kişi de İlhami Usta oluyor. 90’ı geçen yaşına karşın tamirini yapamadığı olta yok.
Canlı hayvan avcılığı ve balık avcılığını anlatan İlhami usta, emekliliğin ardından yılın yarısını Ankara’da yarısını İzmir Çeşme’de geçirdiğini söylüyor.
40 yıldır av malzemesi satışı ve balık oltası tamiri yaptığını anlatan İlhami usta, bu yaşına rağmen balık tutmaya gittiğini dile getiriyor. Ankara Altındağlı olduğunu söyleyen İlhami usta, “3 çocuğum var. İkisi erkek, bir kız. Erkeklerin büyüğü ile şimdi bu dükkânda av malzemesi satışı yapıyor. Ben de can sıkıntısından olta tamiri yapıyorum. Küçük oğlum da karşı dükkânda hayvan tahniti (av hayvanının içini doldurup canlı gibi görünme işi) yapıyor” diye anlatıyor. 3 çocuğunu da kolejlerde okuttuğunu anlatan İlhami usta, ancak iş konusunda sıkıntılar nedeniyle erkek çocuklarının ticarete atıldığını, kızının ise iki lisan bilmesine karşın özel sektörde çalıştığını söylüyor.
“İki kez kalçamı kırdım halen balık tutmaya gidiyorum”
Balık tutmayı çok sevdiğini söyleyen İlhami usta, “Halen gidiyorum. İki kez kalçamı kırdım, yine gidiyorum. Gitmesem mutlu olamıyorum. Çeşme’ye pek gitmek istemiyorum çünkü sadece orada iş yapan yok. Oraya gitmeyi çok istemiyorum. Ankara’da ise hanımı alıp birlikte balık tutmaya giderim. Halen araba kullanabiliyorum. 90 yaşımı geçiyorum ama araba kullanıyorum” diye anlatıyor.
Eşinin tuttuğu balığı yemeyi sevmediğini de anlatan İlhami usta, “Ama benimle balık tutarak piknik yapmayı seviyor. Eşim alıştı benim avcılık merakıma. Oğlanların ikisi de avcılığa merak sardı. İkisini de ördek avına götürürdüm, gece dönerdik 3 erkek üst başımız çamur içerisinde, ama hanım ağzını açmazdı. Her kadın dayanamaz ama eşim bize katlanan biri” sözleriyle anlatıyor.
Ankara’da daha çok kefal balığı tutmayı sevdiğini anlatan İlhami usta, balık tutmaya gittiği yerler arasında Çeltikçi’nin geldiğini söylüyor. İlhami usta burada “Barajları kuruttular. Artık balık yok” sözleri ile bu arada sitemini de dile getiriyor.
İlhami usta ile röportajımız sürerken, dükkânı artık babasından alıp işleten büyük oğlu Fahri Gökçek de yanımıza geliyor. Fahri bey de canlı hayvan ve balık avcılığına babası gibi meraklı olduğunu söylerken, “Neredeyse 10 yaşından beri avcılığa kardeşimle beni götürürdü babam” diyor. İki çocuğunun olduğunu anlatan Fahri Gökçek, bir kız bir oğlan iki çocuğunu da babasının kendisini avcılığa götürdüğü gibi götürdüğünü söylüyor. “Oğlumu ördek avına götürürüm, ama eşimle kızım balık avcılığı yapar. Avcılıkları var artık” diyor. Oğlunu kendisi gibi av malzemeleri satışı konusunda yetiştirmeyi düşünüp düşünmediğini sorduğumuzda Fahri Gökçek, “Ben inşaat teknikeriyim ama işimi yapamadım. Babamla ava gidip gelirken, bu işe merak sardım. Küçük kardeşim biyoloji okuyordu son sınıfta bıraktı. Hayvan Tahniti işine girdi. O da kurtulamadı yaptığı işten ben de artık çıkamadım. Ama bu işin ise artık tadı yok. Piyasa anlamında çok memnun değiliz” sözleriyle anlatıyor.
Fahri Gökçek de balık avı konusunda Ankara civarında hemen her yere gittiklerini anlatırken, ağırlıklı olarak Kapulukaya barajı, Çamlıdere’ye balık tutmaya gittiğini söylüyor. Balık avlamayı botla yaptığını da dile getirirken, “Babam artık kıyı balıkçılığı yapıyor. Botla açılması zor onu kıyıda bırakıp botla açılıyorum” diyor.