Gürer, küresel iklim değişikliğinin hayvan varlığı üzerindeki etkilerini değerlendirerek, mandaların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Türkiye’de manda varlığındaki dramatik düşüşe dikkat çeken Gürer, 1960 yılında ülkede 1 milyon 600 bin manda bulunduğunu bugün ise Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre bu sayının 170 bine gerilediğini belirtti.

Gürer, “Manda etinden, sütünden, derisinden ve bir dönem taşımacılıkta yük hayvanı olarak yararlanılırdı. Ancak bugün mandaya pek çok ilde rastlamak mümkün değil. Niğde’de hiç yok. Ereğli’de bir çiftlikte gördüğümüz mandaların sahibi bile hayvanları hobi amaçlı beslediğini, damızlık için Kayseri ve Urfa’dan getirdiğini söyledi.” ifadelerini kullandı.

Mandanın yaşam koşullarının doğrudan iklim değişikliğinden etkilendiğini vurgulayan CHP’li Ömer Fethi Gürer, şunları kaydetti:

“Manda su olmadan yaşayabilen bir hayvan değildir. Mutlaka bir su birikintisine ihtiyaç duyar. 30 derecenin üstündeki sıcaklıklarda yaşamını sürdürmesi problemli. Aynı şekilde -5 derecede de sürdürülebilirliği sıkıntılıdır. Özetle, iklim değişikliği mandanın neslini tehdit ediyor.”

"KURAKLIK DÖRTNALA GELİYOR"

Mandanın yaşadığı sorunların iklim değişikliğinin en çarpıcı göstergelerinden biri olduğunu belirten Gürer, “Belki de iklim değişikliğinde en uyarıcı tabloyu mandada görüyoruz. Önümüzdeki süreçte kuraklık devam ederse, ani hava değişimleri sürerse hem ürün desenleri hem de mevcut hayvanların bazılarının yaşamları daha da zorlaşacak. Manda, su birikintisini özellikle seçer ve suyun olduğu yerde yaşam bulurdu." dedi.

Su kaynakları kuruduğunun altını çizen Gürer, "Orta Anadolu’da su kuyuları 10-15 metreden çıkan yerde 200 metreye kadar düştü. Bazı bölgelerde derinden gelen sularda tuz oranı da yüksek. Su, Orta Anadolu için büyük bir soruna dönüşmüş. Göçmen kuşlar dahi sulak arazi arayışında. Kuraklık dörtnala geliyor." ifadelerini kullandı.

Kuraklığın yalnızca üretimi etkilemediğinin altını çizen Gürer, "Susuzluk, Orta Anadolu’da yeraltı sularını 200 metre derinliğe kadar düşürdü. Acilen vahşi (salma) sulamadan modern sulamaya (damlama, yağmurlama vb.) geçiş sağlanmalıdır. Kapalı sistem sulama olmayan yerlerde tüm yatırımlar bu alana kaydırılmalıdır. Orta Anadolu’ya su gelmezse, gıda krizi kapıdadır. İktidar, 2026 yatırımlarında suya özel bir yer ayırmazsa gidiş iyi değildir. Yokuşa doğru süreç hızla ilerlemekte, çölleşme riski artmaktadır” dedi.

Muhabir: Muhammed Ali YAHŞİ