Rızvanoğlu, Türkiye’nin dört bir yanında köylerin, insanların ve orman emekçilerinin ateşlerle mücadele ettiği günlerde dahi devlet kurumlarının av ihaleleri açtığını belirterek, “Türkiye’nin dört bir yanında ormanlarımız yanıyor. Köylerimiz, insanlarımız, orman emekçilerimiz ateşlerle mücadele ediyor. Ağaçlarımız, kuşlarımız, böceklerimiz, yaban hayvanlarımız ise büyük bir yıkımın ortasında yok oluyor. Ama aynı anda, devletin bir kurumu, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, ihale üstüne ihale açıyor. Yaban keçisi, kızıl geyik, yaban koyunu… Parası olanın, ihaleyi kazananın kurşunuyla vuruluyor. Adına da utanmadan av turizmi deniyor. Hem doğayı kaybediyoruz hem de elde kalan canlılar, keyif için pazara çıkarılıyor” dedi.
“AV İHALELERİ KÜLTÜRÜ VE İNANCI HEDEF ALIYOR”
CHP’li Rızvanoğlu, av ihalelerinin yalnızca doğayı değil kültürü ve inancı da hedef aldığını belirterek, Tunceli örneğini hatırlatıp şunları söyledi :
“Üstelik bunu yaparken bölge halkını hiç mi hiç hesaba katmıyor. Oysa köylünün, o dağların, o ormanların insanının hayvanlarla kurduğu bağ çok farklı. Tunceli’de geyik kutsaldır mesela; inancın ve kültürün bir parçasıdır. Ama Ankara’daki bir masa başı kararı, köylünün inancını, geleneğini, yaşam hakkını hiçe sayıyor. Merkezdeki devlet, taşrada yaşayan insanın sesini duymuyor. Avcıların hakkını koruyor, köylünün hakkını değil. Bu sadece doğaya değil, halka da yapılmış bir zulümdür. Eğer bir karar verilecekse, önce o bölgede yaşayan insanlarla birlikte verilir. Ama gerçek şu: Av, bir hak değildir. Eğer hayvanlar yaşam mücadelesi veriyorsa, insanın görevi onları korumaktır. Özellikle de yangınlarla, kuraklıkla, iklim krizinin ağır sonuçlarıyla boğuşurken.”
“AV YASAĞI TÜM TÜRKİYE’Yİ KAPSASIN”
Yangın bölgelerinde av yasağı kararını yetersiz bulduğunu vurgulayan Rızvanoğlu, “Geçenlerde Tarım ve Orman Bakanı çıkıp ‘Yangın bölgelerinde bu yıl avlanma yapılmayacak’ dedi. Doğru, ama yetmez. Çünkü yasak daralınca gözler başka bölgelere çevrilecek. Avcılar baskıyı oralara taşıyacak. Oysa doğa bir bütündür. Yangın yalnızca alevin düştüğü yerde olmaz; bütün ekosistem etkilenir. O yüzden en azından bu yıl, bu sezon, av tamamen yasaklanmalı” dedi.
“BİLİMSEL VERİ YOK, İHALELER HUKUKSUZ”
Rızvanoğlu, bilimsel veri olamadan yapılan ihalelerin hukuksuz olduğunu savunarak şöyle konuştu :
“Üstelik elimizde hâlâ sağlıklı bir envanter yok. Kaç kızıl geyik var, kaç yaban keçisi kaldı, bilmiyoruz. Bilimsel veri olmadan açılan her ihale hukuksuzdur. Mahkemeler defalarca iptal etti, ama aynı yanlış sürüyor. Şunu net söylemek zorundayım: Av turizmi bir turizm değildir. Bu, doğa katliamıdır. Hayvanların yaşam hakkı, birkaç bin dolar uğruna pazara çıkarılamaz. Çocuklarımız bir dağ yamacında yaban keçisini, ormanda kızıl geyiği göremeyecekse, elde kalacak tek şey, birkaç kişinin tetiğe basma hevesi olacaktır. Biz buna razı olmayacağız. Çünkü doğa bizim ortak mirasımızdır. Çünkü hayvanların yaşam hakkı kutsaldır. Ve çünkü bu toprakların gerçek sahipleri, o bölgede yaşayan halktır. Bugün yapılması gereken bellidir: Av ihaleleri derhal iptal edilmeli. Doğa, ticaretin konusu değil. Doğa, yaşamın ta kendisidir. Ve biz o yaşamı, gelecek nesillere borçluyuz.”