Ayrancı Antika Pazarı'ndan satın aldığı eski bir ıstampa (tarih ve sayı basan bir çeşit mühür) ile birlikte antikaya merak duymaya başlayan Ufuk Biçer, antika merakının hobi olarak başladığını şimdilerde ise hayatının vazgeçilmezi olduğunu kaydetti. Eski mekanik eşyaları çok sevdiğini belirten Biçer, henüz dijital teknoloji oluşmadan önce birbiri ile sürtünen, çarklarla birbirini döndüren ve aynı zamanda bir biri ile ilişkileri olan ürünlere büyük bir ilgi duyduğunu ifade etti. Kamu kurumu çalışanı olan Biçer, çalışma hayatının dışındaki bütün zamanını koleksiyonlarını topladığı deposunda geçiriyor. Babasının asker olması nedeni ile eğitim hayatının farklı kentlerde geçtiğini dile getiren Biçer, 'İlk okulu ve ortaokulu farklı kentlerde, lise ve üniversiteyi ise Ankara'da bitirdim. Gazi Üniversitesi mezunuyum.' dedi.

ANTİKACI DEĞİLİM KOLEKSİYONCUYUM

Kendisinin koleksiyoncu olduğunu antikacı olmadığını ifade eden Biçer, şunları söyledi: Antika ile collectable(toplanabilir ürün) arasında fark var. Topladığım ürünler sadece antika değil eski ve ikinci el ürünleri de topluyorum. Bir ürünün antika olabilmesi için üreticisinin özgün yapısının olması gerekiyor. Herkesin yapabileceği ürünler olmamalı. Ürünün sanatçısı olacak, ve üretilemez yani tekrarı olmayan bir ürün olacak. Mesela eski bir ütü için antika diyemeyiz çünkü şu an daha iyisi ve daha yenisi var. Sadece eski dönemi hatırlatan bir obje diyebiliriz. Örneğin, Türkiye'de Milas ve Ada Milas halıları var. Ada Milas'ın artık tezgahı yok, üreticisi de yok dokuyucusu da yok. Bu halılar artık antika. Eski bir Isparta halısı antika değil çünkü yenisi hala üretiliyor. Antika bir ürünün dönemi ile birlikte yapımcısı da önemli. '

SOVYET DÖNEMİNDEN KALMA BİR DUVAR SAATİ

Elinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nden kalma bir duvar saatinin olduğunu söyleyen Biçer, artık Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği diye bir ülkenin olmadığını dolayısıyla bu saatin bir antika olduğunu belirtti. Biçer özellik çarklı makinalara ilgi duyduğunu belirterek şöyle konuştu: 'Çarklar, bir düzenin işlediğini gösteriyor. Birbirinden farklı mekanizmaların uyum içinde bir sonuç ürettiğini görüyoruz. Koleksiyona olan merakım duvar saatleri ile başladı. 10 yıldır koleksiyonculuk yapıyorum. İlk önceleri hobi olarak topladığım bu eşyaları odamda sergiliyordum artık eşyalar odaya sığmayınca burada muhafaza ediyorum. Burada antika meraklıları ve koleksiyoncularla zaman zaman yan yana gelip antikaya dair sohbet ediyoruz.' Biçer,Ankara'da Ayrancı ve Çayyolu'nda antika pazarlarının olduğunu topladığı ürünlerin çoğunu buralardan temin ettiğini belirtti.

TERAZİLERE BÜYÜK BİR İLGİM VAR

Özellikle terazilere büyük bir ilgi duyduğunu ifade eden Biçer, bir dönem yağlı boya tablolarda biriktirdiğini belirterek şunları söyledi: 'Elimde eski dijital baskı öncesi bir agrandizör de var 1980 yılına kadar bu makine kullanılıyordu artık dijital baskı ile birlikte bu agrandizörün öncelliği bitti. Sıcak demircilikten kalan el aletleri var. Sinema makinaları, ip bükücü (çıkrık) ayakkabıcı makinası, ilik açma makinası, overlog makinası, marangozların ilk kullandığı rendeler, pencere, mısır koçanı taneleme makinası, (Rus kaynaklı) öğütücü, kitap presleme makinası,ilk dönem kullanılan elektrik süpürgesi, (1940 dönemine ait tekerleği olmayan bir makine tekerlek sonra icat ediliyor) kantarlar, makaralı teyp, dikiş makinası, diş için kullanılan dolgu makinası gibi eşyalar var.' Standart bir üretim olmadığından ve eşyaların da emsali pek bulunmadığından dolayı fiyatların çok değişken olduğunu belirten Biçer, 'Hiçbir şeyin standart fiyatı yok. Bir şey ne kadar nadir ve eskiyse ona göre fiyatta değişiklik oluyor' dedi.

Editör: Haber Merkezi