Ankara (Ankyra) ve çevresi, MÖ 25 yılında Roma İmparatorluğu egemenliğine girince bölgede Galatia Eyaleti kurulmuş ve Ankyra (Ankara) bu eyaletin başkenti olmuş. Roma İmparatorluğu’nun en geniş sınırlara ulaştığı MS 2. yüzyılın sonunda kent, anıtsal yapılarla donatılmış. Augustus Tapınağı, Roma Hamamı ve Antik Tiyatro gibi kalıntılar bugün hâlâ görülebilirken, Roma Bendi ve Hipodrom gibi bazı yapılar ise zaman içinde kaybolmuş. Bu dönemin izlerini taşıyan en önemli kalıntılardan biri ise Antik Roma Yolu.

M A Y 8670-1

TESADÜFEN KEŞFEDİLEN 2 BİN YILLIK TARİH

Antik Roma Yolu, 1995 yılında Ulus Şehir Çarşısı'nın temel kazıları sırasında Türk arkeolog Cevdet Bayburtluoğlu tarafından keşfedilmiş. Ortaya çıkarılan yol dokusu kentin ana arterini oluşturması nedeniyle cardo maximus (ana cadde) olarak adlandırılmış.

2006 yılında otopark inşaatı sırasında ise yolun devamı gün yüzüne çıkarılmış. Kazılarda ortaya çıkarılan antik dükkan duvarları, mozaikler, cam objeler, sikkeler, kandiller ve pişmiş toprak seramikler bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergileniyor.

Günümüz zemin seviyesinin 2 ila 3,3 metre altında bulunan yolun her iki yanında 20 cm yüksekliğinde, 1,5 metre genişliğinde kaldırım taşları yer alıyor.

TARİHLE İÇ İÇE YÜRÜYÜŞ İMKANI

Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sonucunda 640 metrekarelik alan özgün yapısına uygun şekilde düzenlendi. Alan, yürüyüş yolları, aydınlatma, koruma korkulukları ve kuru peyzajla desteklenerek 2024 yılının sonunda ziyarete açık hale getirildi.

Bugün Zafer Anıtı önünden Anafartalar Caddesi’ni takip edenler, Roma döneminden günümüze ulaşan bu tarihi yolda yürüyerek başkentin Cumhuriyet öncesi tarihine tanıklık edebiliyor.

Muhabir: Muhammed Ali Yahşi