Savaşlar,
Doğal afetler,
Cinayetler,
Talan, dolan
Ne varsa kötüden, kötülükten yana gördük…
Görüyoruz da…
Döngü böyle…
Bizden öncekiler, bizler, bizlerden sonra gelecekler…
Aynı olayları izlemeye devam edecekler…
Keşke bir sihirli değnekle siliniverse tüm kötülükler hatırlamamacasına.
Yerini güzele, iyiye, doğruya bırakarak yok oluverse birden…
Mizah eksik olmasa hiç…
Ak'ı güldürmeye, kara'sı güldürürken düşündürmeye devam etse sonsuza dek.
Gerçek yaşamda sıkça rastlanılıyor böyle mizahi olaylara.
Trabzon'da sahnelenecek 'Bir Tenor Aranıyor' adlı operanın afişini gören 12 kişi kişinin iş başvurusunda bulunması olayında olduğu gibi…
Üzerinden yıllar geçti…
Hatırladıkça güldürüyor…
Bir yandan da kara kara düşündürüyor.
Ya dolandırıcılığı ile ünlü Sülün Osman'ın cezaevinde 'Alın teri ile yaşamak' konulu konferans vermesine ne demeli…
Yarım asrı aşkın süre geçmiş üzerinden hatırladıkça insanın bir yandan gülesi, bir yandan ağlayası geliyor.
Dünyanın halinden söz ederken, kara mizaha kadar uzadı söz.
İyiye dair özlemin giderek büyümesindendir.
Ve yüreklerdeki ateşin körüklenmesinden.
İyiye, güzele dair ne varsa uzaklaşıyor, özledikçe.
Kötüler, kötülükler arasında yer bulamıyor bir türlü kendisine…
Hep devre dışı…
Samsun'da 40 yıl sonra ameliyatla gözleri açılan adamın sözlerine kulak kabartalım:
'Hayalimdeki dünya ve insanlar daha güzeldi. Dünyayı sevmedim.'
Yarım asrı aşkın bir süre geçmiş bu sözlerin ardından…
Dünya yine aynı dünya…