Dünyada Oscar ve Grammy ödülü almış, müziğin öncüsü olan bir çok efsanevi müzisyen sokakta var olanlardan… Edith Piaf, Eric Clapton, Carlos Santana, Joan Baez, Bob Dylan bunlardan birkaçı… Sokaklar, müzisyenlere sonsuz özgürlük sağlar. Aslında sokak müzisyenine atılan her bir bozuk para 'yoluna devam' mesajını barındırır. Sokak müziğinin asıl amacı yere açılan şapkayla çarkların dışında geçirilen bir günün karşılığını almaktır. Kar amacı yoktur sokak müziğinin. Ruhsuzlaşan sokakları güzelleştiren, memurunu, doktorunu, terzisini, inşaat işçisini bir araya getiren yaşam modelidir. Sokak müziği sokağın ruhunu müzikle bedene giydirir… Sokağın ruhunu bedenine giydirenlerden biri de Emirhan Toğay…Lise son sınıf öğrencisi Emirhan Toğay, çocukluğundan bu yana müzikle uğraşıyor. Babası öğretmen annesi ev kadını olan Toğay, ailesine ekonomik olarak yük olmamak için harçlığını müzik yaparak çıkarıyor... Toğay, metroda özgürce müzik yapamamasından şikayetçi... Güvenlik birimlerinin sürekli müdahale ettiğini belirten Toğay, 'Biz dilenci değiliz, metroda dayak bile yedik' diye konuştu.
DİLENCİ KONUMUNA DÜŞÜRÜLÜYORUZ
'Bazı insanlar tarafından dilenci konumuna düşürülüyoruz' diyen Toğay, 'Bize hırsız diyen de oluyor, kapkaççı diyen de… Bizi çok iyi karşılayanlar da, çok seven de oluyor. Derdim yaptığım müziğin sokakla buluşması…' ifadelerini kullandı. İlk iki sene çok iyi paralar kazandığını belirten Toğay, artık eskisi gibi para kazanamadığını söyleyip, nedenini de müzik yapanların sayısının çoğaldığına bağlıyor.
MTA'DAN ÜMİKKÖY'E YÜRÜDÜM
Artık tanındıklarını dolayısı ile güvenlik güçlerinin onları metroya almadığını belirten Toğay, 'Bir gün eve gidiyorum. Ümitköy'de oturuyorum. MTA durağında müzik yapmış müzisyenler. Güvenlik görevlileri benim yaptığımı zannetti ve beni metrodan indirdiler. Son paramı metroya vermiştim ve MTA durağından Ümitköy'e kadar yürümek zorunda kaldım.' dedi. Üniversite'de konservatuarda okumak istediğini ifade eden Toğay, İstanbul Üniversitesi ya da Gazi Üniversitesi'nde okumak istiyor. Toğay, 'Ailemiz de çok müzisyen var. Büyük teyzemin oğlu perküsyoncuydu. Darbuka vs. vurmalı aletler çalıyordu. Onu görüp çok etkilendim. 4 yaşındaydım o zamanlar. O günden sonra enstrümanımı hiç bırakmadım. Müziğe ilk darbuka ile başladım.' diye konuştu.
YOK YOK!
'Gitar, klarnet, org, vurmalı perküsyon çaldığını söyleyen Toğay, şimdi de keman çalmak istediğini ifade etti. Cafelerde de müzik yaptığını belirten Toğay, 'İlk zamanlar sokaklarda, daha sonrasında ise metroda müzik yapmaya başladım. Keşke sahne imkanımız olsa. Yaptığımız müzik insanlara ulaşsa. Herkes dilediği gibi müziğini özgürce yapabilse... Güzel olmaz mı?' dedi. Günlük kazançlarının 60-70 TL arasında değiştiğini belirten Toğay, şöyle konuştu: '1 aydır metroda yoktum. Şarkı söyleye söyleye ses tellerimde ödem oluşmaya başladı ve 1 aylık bir dinlenme sürecine girdim. İnsanlar burada aynı zamanda sesini kaybediyor. İnsanlar bunun farkında değil. Tanıdığım bir sokak müzisyeni şarkı söyleye söyleye sesini kaybetti.'
ZABITA PARAMIZA EL KOYDU
Sokak müzisyenleri için belediyeden yer isteyen Toğay, 'Geçen yaz zabıta enstrümanlarımıza ve paramıza el koydu. Sabahtan akşama kadar 200 TL kazandık. Zabıta, tutanakta o 200 TL yerine 80 TL yazdı. O para nereye gitti. Geri kalan 120 TL'nin devletin hazinesine gittiğini söylediler. Ama ben inanmıyorum çünkü makbuz vermediler. İnsan hakkıyla yaşar, hak yiyerek yaşanmaz. Evine para götüren, evinden atılan, evine kira yetiştirmeye çalışan insanlar var. Geçimimizi burada yaptığımız müzikle kazanıyoruz. Müzik yaparken izin alıyoruz. Başı ağrıyan, hasta olan varsa saygı duyup müzik yapmıyoruz. Bazı insanlar bizi hor görüyor.' dedi.
O SES TÜRKİYE'YE KATILMAK İSTİYORUM
Öncelikli hedefinin O Ses Türkiye'ye katılmak olduğunu belirten Toğay, 'Şimdi sesimdeki ödem yavaş yavaş kendiliğinden dağılmaya başladı. Tanınmak istiyorum. Hem benim için inanılmaz bir deneyim olacak diye düşünüyorum.' diye konuştu.