Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün kuraklık haritalarında Türkiye’nin neredeyse tamamında haziran ayı boyunca şiddetli kuraklık olduğuna vurgu yapan Kara, “Bu durum, üçer, altışar ve dokuzar aylık haritalarda da belirgin ama daha önemlisi, farklı bölgelerimizde yağış oranlarında kimi zaman artışlar yaşanmış olmasına rağmen, Hatay’ın da yer aldığı güney ve güneydoğu bölgelerinin, kronik bir kuraklık yaşadığını görüyoruz” dedi.
Kara açıklamasında Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün konuyla ilgili raporuna da atıfta bulunarak şunları kaydetti:
“Rapora göre Akdeniz Bölgesi’nin Mayıs 2024 ve Mayıs 2025 arasında aldığı yağış oranı yüzde 30 azalmıştır. 1 Ekim 2024-13 Haziran 2025 arasındaki 2025 su yılı yağışları da bir önceki yıla göre yüzde 21 düşmüştür. Türkiye Ziraat Odaları Birliği bu kuraklık sebebiyle, yüzde 85’e varan verim kayıpları yaşandığını, kuru tahılda verimin dekar başına 50 kilograma kadar düştüğünü ifade etti. İktidarın istikrarlı, sağlam bir tarım politikasının bulunmayışı, bir doğa olayını ekonomik afet haline getirmiştir.”
YILDIRIM KARA: REYHANLI VE TAHTAKÖPRÜ BARAJLARINA NEDEN KAYNAK AYRILMIYOR?
Hatay’daki tarım üreticilerinin de büyük ürün ve verim kayıpları yaşadığına dikkat çeken Kara, “TZOB’a göre Belen ve İskenderun’da bir yılın tüm buğdayı kaybedildi. Altınözü ve Kumlu’da yüzde 50’den fazla; Kırıkhan, Payas, Defne, Reyhanlı’da yüzde 40; Samandağ, Antakya, Arsuz ve Hassa’da yüzde 30 oranında kayıplar yaşandı” hatırlatması yaptı.
Bu verilerle hem çiftçinin bir yıllık emeğinin zayi olduğunu hem de yurttaşın güvenli gıdaya erişim hakkı fiilen ortadan kalktığını dile getiren Yıldırım Kara, “Hükümetin gıda enflasyonunu düşürmekteki yetersizliği sadece aracıların fiyat yükseltmesinden değil; aynı zamanda kuraklığa karşı gerekli hazırlıkların yapılmamış olmasından kaynaklanıyor. Şehrimiz özelinde, bu soruna karşı alınacak en önemli tedbir, sulama amacıyla barajların inşa edilmesidir. Bu amaçla Tahtaköprü Barajı ve Reyhanlı Barajı projelerini sürekli gündeme getiriyoruz ancak şu ana kadar tarafımıza verilen yanıtlarda ya da sahada somut bir adım atılacağına ilişkin hiçbir belirti yok” değerlendirmesi yaptı. Yıldırım Kara şöyle devam etti:
“’Şu kadar alan sulanacak, şu kadar istihdam yaratılacak’ denilerek reklamı yapılan bu projeler yerinde sayıyor. Tahtaköprü Barajı’nın 2016-2029 arasını kapsayan projesine 14 milyar lira ödenek ayrılmışken bu yıl sonu itibarıyla harcanacak toplam miktar, 2 milyar 148 milyon lira. Reyhanlı Barajı ve sulaması projesi 1995-2029 arasını kapsıyor; ayrılan ödenek 26 milyar lira, 2025 sonunda harcanacak toplam miktar 8 milyar lira. Bu rakamlara bakıldığında iki projenin de neden atıl kaldığı anlaşılıyor. Bu barajlara gerekli ilgi gösterilip kaynak aktarılsaydı, bugün belki kuraklığı hiç yaşamayacak ya da şu andaki gibi, yüzde 100’e varan ürün kayıplarıyla karşı karşıya kalmayacaktık. Hatay’da kuraklığa karşı çiftçiyi ve ürününü koruyacak en kapsayıcı sigorta baraj projelerinin tamamlanmasıdır; bu barajlar, tamamlandıkları takdirde, kuraklığa da bir set çekecektir. Bu durum ortadayken Tahtaköprü ve Reyhanlı barajlarına neden kaynak ayrılmıyor, bunu anlamak mümkün değil.”