Tasarımlarıyla bir süredir ilgimi çeken Seramik Sanatçısı Murat Biçer ile nelerden ilham aldığını, işlerinin üretim sürecini ve hayallerini konuştuk.

• Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Murat Biçer kimdir?
1989 yılında Çorum’da doğdum. 2012 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Seramik ve Cam Bölümünden mezun oldum. Aynı yıl halen çalışmakta olduğum üniversitenin Çanakkale Seramikleri Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezinde staj yapıp çalışmaya başladım.
Bir yandan işime devam ederken farklı atölyelerde çömlekçilik yapmaya başladım. Yavaş yavaş kendi atölyemi kurup 2017 yılında da faaliyete geçirdim. Çok sevdiğim Çanakkale’nin seramiklerini kendi çalışmalarıma yansıtmaya çalışıyorum. Bolu, Datça, İspir’de ulusal ve uluslararası çalıştaylara katılıp Ankara, İstanbul, Çanakkale, Bodrum ve Datça’da 6 kişisel sergi açtım. 2025 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı Kartı aldım. 2025 Uluslararası İzmir Menemen Çömlek Festivali’nde Ustalar Estetik Dal Seramik Yarışmasında da 3’üncü oldum. Çalışmalarıma aktif bir şekilde devam ediyorum.
• Seramiği diğer güzel sanat dallarından ayıran ve bu sanatı sizin için özel kılan ne?
Seramik hem üç boyutlu bir plastik sanat olması hem de malzemenin doğal olması yönünden benim için çok özel. Benzeri birçok plastik sanatı var ama malzemenin geleneksel ve doğal olmasına aşığım.

“HİS VE RUHUMA GÖRE SERAMİKLER ÜRETİYORUM”
• Ne tür seramik eserler yapıyorsunuz? Nelerden ilham alırsınız? İşlerinizin üretim sürecini anlatır mısınız?
Osmanlı dönemi geleneksel Çanakkale seramiklerini orijinal ve çağdaş yorumlamalarını yapıyorum. Genelde bölgenin seramiklerini yapmaya çalışıyorum. Çanakkale’de geçirdiğim süreçte bana yaşattığı hislerden, bölgenin tarihinden, doğasından kısacası her şeyinden etkileniyorum. Gördüğüm eserler, sahipleri, kurduğum ilişkiler hepsi etkili. Ben tarihi ve geleneği gözeterek zamanın ustaları gibi kendi his ve tasarım ruhuma göre seramikler üretmekteyim. Genellikle çömlekçi çarkı kullanarak ürettiğim ana gövde ve parçaları birbirine birleştirerek eserlerimi üretiyorum ve bu riskli bir iş.
• İşin zorlukları neler çok yorucu bir iş mi?
Seramik genel olarak disiplin isteyen, belli kurallara uyulmazsa sonuçlarını size yansıtan bir malzeme. Ama malzemeyi tanıyıp, onunla ahenk içerisinde hareket ederseniz size eşsiz sonuçlar verecek bir malzemedir de. Seramik sizin hasta olmanızı, moralinizin bozuk olmasını önemsemez. Zamanında müdahale edemezse düzgün sonuç almak çok zordur. Ve malzemenin kütle ağırlığı ve fiziksel üretiminden dolayı yorucu ama bir o kadarda keyifli bir iş.

“SERAMİKLERİMDE ÇANAKKALE VAR”
• Sanatınızı icra ederken nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Çalışmalarınızda neyi vurgulamak istiyorsunuz?
Seramiklerimde Çanakkale’nin geçmişinden, Truvalı Helen’den, Hektor’dan , bölgenin zeytinlerinden yapılan zeytin yağı için kaplar, üzümünden yapılan şaraplar için fıçılar yapıyorum. Savaşı, aşkı, ihaneti resmediyorum eserlerimde naçizane. Çamuru zorlamayı seviyorum. Ayakta zor durabilecek riskli işler yapmaktan ve başarılı olmasından keyif alıyorum. Başarılı olmayanlardan da ders çıkarıp yoluma devam etmekten hiç rahatsız olmuyorum.
• Birçok insan hamurla oyuncak gibi oynamak olarak görüyor ve bu yüzden çoğu kişi rahatlamak için yapıyor bu sanatı. Bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ben herkesin seramikle iç içe olması gerektiğini düşünüyorum. O kadar çok yönlü bir malzeme ki: çocuklara; disiplini, beklemeyi, zamanında hareket etmeyi ve üç boyutlu görmeyi, gençlerde; sabırlı olmayı, dinginliği ve uyum içinde olmayı, ileri yaşlarda; iç huzuru, doğayla bütünleşmeyi, maneviyatı sağlayabilir. Bu yüzden herkesin deneyimlemesi ve her anımızda olması gerektiğini ya da bir dönemimizde dahil olması gerektiğini düşünüyorum.
“YASAL ZORUNLULUKLAR YETERSİZ”
• Küçük bir tüketim endüstrisi içinde yaşıyoruz. Yaygınlaşan workshoplar ve seramik kurslarında daha çok işlevselliğin ön planda olduğu objelerin üretildiğini görüyoruz. Hazır kalıplar, fonksiyonellik bende seri üretim ve endüstrileşme algısı yaratıyor. Sizin bu konuya yorumlarınız nasıl olur, sizce bu süreç bir yandan seramiği sevdirirken diğer yandan “yaratma” dürtüsüne bir ket vurmuyor mu?
Evet yaygınlaşan butik seramik atölyeleri ile seramik biraz daha yön değiştirip daha minimal, kısa eğitimler ile seramik atölyesi açılabilmekte. Bu konudaki yasal zorunlulukların yetersiz olduğunu düşünüyorum. Zanaat minimalleşip üretim süreci kolaylaştıkça bu mesleğin okulunu okuyan, mutfağında pişen zanaatkarlar ve sanatçı arkadaşlarımda kendi beceri ve yeteneklerini bir kenara bırakıyor. Yeni bir düzen içerisinde kolay üretime yöneliyorlar ve buna da ihtiyaçlarını karşılamak için mecbur kalıp alıştıkları bir düzen haline getiriyorlar. Bunu doğru bulmuyorum. Bizim mesleğimiz çok emek isteyen ve üretip ortaya üç boyutlu çalışmalar koyabildiğimiz sürece var olabilen bir meslek. O yüzden çok çalışmalı, disiplinli olmalı, kendimizi ve çevremizi geliştirmeyi bırakmamalıyız.
• Her sanatçının üslubu var. Siz kendi tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Ben genel olarak çömlekçi çarkı kullanıyorum çalışmalarımda ve her parçanın tornadan çıkmasına özen gösteriyorum. Geleneği unutmadan, günümüzdeki imkanları da kullanmaktan çekinmiyorum. Ve kendimi hep bir adım ileriye bazen form olarak bazen de anlam olarak taşımaya çalışıyorum. Kimileri çalışmalarıma fantastik, modern Çanakkale seramikleri adlandırmaları da yapıyorum.
• Çalışmalarınızı yaparken hangi sanatçılar sizi etkiliyor?
Tabi ki bölgenin seramiklerini yapmış ve hala üretmekte olan kişi ve kaynaklardan yaralanıyorum. Ama beni en çok teknik olarak yapamayacağımı ya da beni çok zorlayacağını düşündüğüm eser ve sahipleri çok etkiliyor.
“ÇALIŞMALARIMI YURTDIŞINA TAŞIMAK İSTİYORUM”
• Yakın zamanda gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni bir proje veya sergi var mı?
Kesinlikle hiç bitmeyen bir etkinlik, proje ve çalışmalar içerisindeyim. Çanakkale ve Türkiye’nin birçok yerinde aktif bir şekilde çalışmalarıma devam ediyorum ve bunu yurtdışına da taşımak önemli hedeflerim arasında. 2026 yılında iki veya üç kişisel sergi açmayı istiyorum ve bunun için çalışmalarıma yoğun bir şekilde devam ediyorum.





