-Önce Vedat Bey’e özür borcumu ödemeliyim: Gecikme nedeniyle umarım beni bağışlar.

***

Tarih 25 Ağustos 2017: “Değerli Dostum Mustafa Kademoğlu Neden şiir yazmıyorsunuz? diye sormuştunuz ya bir söyleşide; işte ben de yazdım. Şiir kabul edilir mi?”

“Şairi gördüm, hani şiir! Şiiri gördüm bildim şairini/Öz’lü şiir has şairin işi/Bir şair, bazen bir şiiriyle / Bir şairin şiirlerini yok edebilir” diyordu.” yoruma açık bir durum bu.

***

Kitabın arka kapağındaki şiiri okuyalım:

Kitap Çerkez Kalpaklı Kız Nazan’a adanmış-Bölüm -1

Şu iki dizeyle başlıyor: “Dilsiz sözün söyledi/Kör zamanlar öncesi” Kitapta 43 şiiri yer alıyor. Kimi öyküsel, kimi masalsı ve hepsi bir şiir bulutu gibi, ağıp gitti gönlüme…

***

BEN, en çok annemi sevmiştim. Can Yücel Babası’nı, Vedat Bey ise Dedesini sevmiş: İşte 0 şiirden birkaç dize:

“Bakışında dokunaklı bir hüzün/Geçmişle gelecek/Kurtuluş savaşını/Batı cephesini taşıyor /Bulgurlu Mehmet Efe’yle /Sol omzundaki apolet/Yetmişine varmadan /Tüketilmiş bir yaşam” İşte Şiir bu.

***

Yitik Toprak’ta ise şöyle diyor: “Bir mürdüm eriğinin açtığı/Sessiz yaralı akşam/Ölümcül sayrı baba/Yeşil karga çığlığında /Bir buharlı lokomotif o akşam/Sayrı başı ak yastığa oyalı/En son yolcu” Nazım’ın dediğince, “ bir diyerek acının resmini çiziyor” Vedat Bey.

*

“Dede varsa, ninesi de var bu kervanda: İşte dizeleriyle Şefika Selçuk Hanım:

“Çocuklarımız kadardı o zamanlar/Daha erken işe yaşar güç ve kunt/İki taş arası beş taş/can ezik/ doğurduk bedenimizi/ yettik her şeye bilmeden/bilmeden savruk yaşantımızı /Değildik kendine yontan/olmadık işlerde nalıncı keseri/Bizi dinler bir tarih Yok / yoksulluk/Dinlemeye hiç vakti yok/Gülten Akın o zamanlar/Şiiri inceliklere kurulu/Bir gize akrep/Şiirlerce yelkovan/Kuşlarının peşinde/Ben anamın beşiğini sallarken/Çocuklarımız kadardık o zamanlar”.Bu şiirde incelikli bir öyküleme, masalsı çağrışımlarla bir yaşam anmalı imleniyor.

*

Dostlara Şiilerinde, bir örnek de saygın şair dost Ahmet Özer’e adanan:

 “Yağmurların dergisiydin /Kıyıdaki değerbilirliğin /Karadeniz’den esinlenen /Dize tohumların/ Akdeniz’de şiir açtı (*Beş mevsim derginden alıntılı)

***

“DÜŞ ALAZI”NDAN BİR ALINTI- Postadan bir düş daha geldi. “bir yıkımın ardından: İşte bu şiir (evlerin şairi Behçet Necatigil anısına):

“*odalar ıssız/ alıcı sofalar/ yaşlandı duvarlarında/ gölgeler anılar suretler

*bir beyaz perde ki/ oynak mı oynak/ alır yutağına/ devinimleri sesleri/ iner perde sürem/ yığılır üst üste yıllar/ gerçekliğin ta kendisi

*Gün olur taşınır odalar/ yıkılır perdeler viran/ taş taş üstünde sesler (*siitttt… sütçüdür geçeressskıyyy…(eskidir bulaşır)/ elim sende çocuklar/ dikkat top bahçeye kaçmasın/ yığılır anılar/ gelmiş geçmiş üstüne

*savrulur alıcı kuşlarla/ külrengi gelgitlere karışır/ kuşatır anal duvarların hüznü/ gölgelerle suretler…”

***

İşte iki has şair ve nice şiirleri…

*AŞK ÜZERE MEŞK ÜZERE şiirler yok mu diyorsanız? Var tabii. Bunlar onun özeline girer elbet. Şu kadarını söyleyeyim: “En durgun limanlarda demirleyen coşkunluk” tur bu konu. Yeni şiirleri de bekliyorum. Teşekkürler Vedat Bey!