Ağlamak kaderimiz sanki…

Yakınmak da…

Dermansız bir dert gibi mayamız.

Gözyaşlarıyla yoğurulmuş bedenimiz.

Yapışık kardeşler gibiyiz dertlerimizle.

O bizsiz, biz onsuz yapamıyoruz.

TIP’ta devrimler oldu.

Olmaz denilen gerçeğe dönüştü…

Kalp nakli, sıradan operasyonlar arasına katıldı

Yapışık ikizler bile ayrıldı usta ellerde…

Bir beyin nakli gerçekleşemedi…

O kadar ihtiyacımız var ki böyle bir nakle…

Ne kadar iyi ulurdu,

Düşünürdük…

Düşündükçe var olduğumuzu anlardık…

Anladıkça daha çok düşünürdük.

Akla karayı ayırt ederdik.

Kalabalık değil, toplum olurduk.

Bilinçli bireylerden oluşan bir toplum.

‘’Kader utansın’’ diye boş boş sızlanmazdık.

İri olurduk, diri olurduk.

Aktif yaşamda da,

Emeklilikte de…

3-5 kuruşluk maaş artışı için salya-sümük ağlar duruma düşmezdik.

Düşürülmezdik…

Beceremedik…

Ne konulsa önümüze razı olduk…

Büyük usta Orhan Veli ne güzel anlatmış halimizi

Pür melalimizi:

Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.

Durum budur..

Başka söze ne gerek…