Ziyarette siyasi ve hukuki değerlendirmeler yapan Özdağ, “Anayasa’nın 10. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının renk, dil, mezhep, felsefi inanç ve siyasi parti farklılıklarına rağmen anayasa ve yasalar önünde eşit olduğunu belirtmektedir. İçinden geçtiğimiz süreçte, Anayasa’nın 10. maddesinin askıya alındığını görüyoruz. İktidar mensuplarına uygulanan hukukla muhalefete uygulanan hukuk aynı değil” yorumu yaptı.

Kızılay Genel Müdürü’nün kızının karıştığı ölümlü trafik kazasını hatırlatan Özdağ şöyle devam etti:

“Ölümlü bir kazaydı ve yargılandı. Dört yıl hapse mahkûm oldu. Elbette isteyerek yapmadı. Vefat eden gencimize Allah’tan rahmet diliyoruz, kazaya karışan kızımıza da büyük geçmiş olsun diyoruz. O da böyle bir şeyin olmasını istemezdi. Ancak bu trafik kazasını, örneğin Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı’nın kızı yapsaydı, acaba tutuksuz yargılanır mıydı? Hayır, yargılanmazdı. Bunu hepimiz biliyoruz. İşte bu adalet değil. Bu bağımsız yargı değil. Bu, Anayasa’nın 10. maddesinin askıya alındığı ve muhalefete düşman ceza hukuku uygulandığı bir rejimin adıdır. Biz muhalifler, şimdi 1930’lu, 40’lı, 50’li, 60’lı yıllarda Amerika’nın güneyinde yaşayan Zenci Amerikalılara benziyoruz. Kâğıt üzerinde eşitiz ama gerçekte hayatta eşit değiliz.”

Basın mensuplarının sorusunu da yanıtlayan Özdağ, bir gazetecinin “İttifak” sorusu üzerine şöyle değerlendirme yaptı:

“Henüz bir seçim atmosferi olmadığı için somut bir proje olarak ittifak sürecinden bahsetmek mümkün değil. Ancak şunu görüyoruz ki, Türkiye'nin objektif şartları birlik olmayı zorunlu kılıyor. Bu tarihsel bir vebaldir ve hepimizin omuzlarındadır. Hiç kimsenin kişisel menfaatlerini ve önceliklerini ön plana çıkartmaya hakkı yoktur. Hepimiz çocuklarımıza, torunlarımıza ve bu ülkeye karşı sorumluyuz. Bu sorumluluğu yerine getirecek şuur içerisinde davranmalıyız inancındayız. Tutukluluğum sona erdi. Ancak sürece yönelik muhalefetimiz devam ediyor. Ben tutuklandıktan sonra da arkadaşlarım, Türkiye'nin farklı yerlerinde bu mitingleri sürdürmeye devam ettiler. Şimdi, 5 Temmuz sonrasında, yeni bir muhalefet stratejisiyle Zafer Partisi yeniden sahaya inecek.”

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU