Yaz tatilleri, öğrenciler için yalnızca derslerden uzaklaşıp dinlenilecek bir zaman dilimi değil; aynı zamanda psikososyal, akademik ve kişisel gelişim açısından büyük fırsatlar sunan bir dönemdir. Özellikle gelişim psikolojisi bağlamında değerlendirildiğinde, bu uzun tatil süreci; öğrencilerin kimliklerini keşfetmeleri, sorumluluk almaları, sosyal becerilerini geliştirmeleri ve duygusal dengelerini yeniden kurmaları açısından oldukça değerli bir zaman aralığıdır. Psikolojik Danışman ve Türk PDR Derneği Ankara İl Başkanı Oğuzhan Asil Yücesan, yaz tatilinin öğrenciler üzerindeki çok boyutlu etkilerini değerlendirerek; aileler, eğitim kurumları ve uzmanlara yönelik önemli önerilerde bulundu.

• Öğrencilerin yaz tatili sürecini psikososyal gelişim kuramları bağlamında nasıl değerlendirmek gerekir? Bu dönem, gelişim görevleri açısından ne tür fırsatlar sunar?

Yaz tatili süreci, öğrencilerin kendi ilgi ve yeteneklerini keşfetmeleri açısından önemli bir dönemdir. Yaz dönemleri; sorumluluk alma, problem çözme, sosyalleşme ve iletişim kurma gibi alanlarda öğrencilere ciddi anlamda fırsatlar sunan bir dönemdir.

“ÖĞRENİLEN BİLGİLER YAZ DÖNEMİMDE KORUNMALI”

• Yaz tatili sürecinde öğrencilerde görülebilecek olası akademik gerileme riski hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu süreci önlemek adına nasıl bir müdahale planı önerirsiniz?

Bu risk oldukça yüksek bir ihtimaldir. Bunun için öncelikle yaz dönemlerinde akademik kazanımları korumaya yönelik bir planlama yapılmalıdır. Yıl içinde öğrenilenlerin tekrarına yer verildiği, anlaşılamayan veya eksik olunan konuların ise yeniden üzerinden geçilmesine yönelik bir planlama olmalıdır. Bu planlamalar, yaz döneminin oldukça verimli geçmesini sağlayacaktır. Burada öğrencilerin çekindikleri noktalardan birisi de yaz döneminin sürekli ders ile geçirilmesi halinde kendilerine nasıl zaman ayıracaklarıdır. Ancak plan yapmak sadece derslere yönelik değil, sosyal yaşantımızda da kişisel ihtiyaçlarımıza zaman ayırmamızda etkili bir araçtır. Yazın belli bir kısmını tatil yaparak geçirdikten sonra, hem yeni döneme hazırlık hem de elde edilen ve öğrenilen bilgilerin korunması için bir plan yapılmalıdır.

“ÖĞRENCİLER TATİL DÖNEMLERİNDE SORUMLULUK ALMALI”

• Ergenlik dönemindeki öğrencilerin yaz tatilini kimlik gelişimi, bağımsızlık kazanımı ve sosyal aidiyet bağlamında değerlendirmeleri neden önemlidir?

Ergenlik dönemi, kimlik gelişimi açısından önemli bir dönemdir. Ergenlik döneminin sonunda artık çocukluktan yetişkinliğe geçiş tamamlanır ve birey, topluma karşı sorumlulukları olan bir yetişkin olarak ortaya çıkar. Bu nedenle ergenlik döneminin her bir evresi ayrı bir öneme sahiptir. Her bir evrede tamamlanması gereken gelişim görevleri vardır. Bu görevler başarılı bir şekilde tamamlanırsa; kendisiyle barışık, çevresine karşı yapıcı ve sağlıklı iletişim kurabilen bir yetişkin olarak toplumda yer edinebilirler. Özellikle yaz dönemlerinde okulların tatil olması nedeniyle, zamanlarını kendi ilgi ve yeteneklerini görebilecekleri, keşfedebilecekleri ve bu alanlarda çalışmalar yapabilecekleri şekilde değerlendirmeleri önemlidir. Tatil dönemlerinde sorumluluk almaları, bir işte çalışmaları, ilgi duydukları alanlarla ilgili özel çalışmalar yapmaları da ergenlik dönemi gelişimi açısından oldukça faydalı olabilecek çalışmalardır. Özellikle sosyal sorumluluk projeleri gibi çalışmalarda yer almaları, topluma karşı bir sorumluluk bilinci ile hareket etmelerinde oldukça faydalı olabilir.

• Doğa temelli etkinliklerin öğrencilerin stres yönetimi, dikkat gelişimi ve duygusal denge üzerindeki etkileri hakkında bilimsel literatür ne söylüyor?

Bu alanda yapılan bilimsel araştırmalar, doğa temelli etkinliklerin öğrenciler ve onların gelişimleri açısından oldukça faydalı sonuçlar doğurduğunu belirtmektedir. Özellikle çocuk ve ergenlerde yapılan bu etkinlikler; sosyal bağların güçlenmesinde, sağlıklı iletişim kurabilmelerinde ve özgüvenlerinin artmasında fayda sağlayabilmektedir. Gündelik yaşantının getirdiği stres ve duygusal dalgalanmalara karşı da olumlu bir etkiye sahip olduğunu söyleyebiliriz.

“AİLEDE SAĞLIKLI İLETİŞİM KURULMALI”

• Aile içi etkileşimin yoğunlaştığı bu dönemde ebeveyn tutumlarının öğrenci gelişimi üzerindeki etkisini bağlamsal olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ebeveynler, çocukların ilk öğretmenleridir. Aile içi etkileşimler çocuklar açısından oldukça önemlidir. Anne babaların çocuklarına ayırdıkları zaman, onların hem akademik hem de sosyal başarılarına katkı sağlayacaktır. Ebeveynler bazen nasıl bir tutum içinde olacakları konusunda kararsız kalabilirler ve bu durum, tutarsız davranışlarla kendisini gösterebilir. Öncelikle çocuklarıyla en temelde sağlıklı iletişim kurmaya önem vermelidirler. Sağlıklı iletişim nasıl kurulur? Eleştirmeden, yargılamadan, suçlamadan, sadece olayları anlamaya yönelik tutumlar gösterilebilir. Dinlendiğini anladığı zaman çocukların tavırları değişecek ve kendilerini savunmak veya ailelerini suçlamak yerine, sorunları çözmeye yönelik bir tutum içinde olacaklardır. Ailesinde anne ve babası ile sağlıklı iletişim kurabilen, birlikte zaman geçiren çocukların kişilik gelişimi, arkadaş seçimi, ilerleyen yıllarda eş seçimi gibi hayatı boyunca önemli seçimlerinde daha başarılı ve doğru tercihlerde bulunduklarını görebiliyoruz.

“GÜNLÜK KÜÇÜK ÇALIŞMA SAATLERİ BELİRLENMELİ”

• Yaz tatilinin ikinci yarısında yaşanan “okula dönüş anksiyetesi” nasıl tanımlanabilir ve bu durumla baş etme stratejileri neler olmalıdır?

Uzun süren tatiller, alışkanlıklarda değişimlere neden olduğu için okula dönüş yaklaştıkça isteksizlikler de görülebilir. Bu, sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur. Ancak okul açılış zamanı yaklaştıkça, artık yavaş yavaş yaz döneminde kazandığımız alışkanlıklarımızı değiştirmeye yönelik de çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. İlk olarak yatış-kalkış saatlerimiz ile işe başlayabiliriz. Gece geç saatlerde yatma alışkanlığı oluştuysa, bunu daha makul saatlere çekerek uykumuzu okul dönemlerinde bizi zorlamayacak şekilde ayarlayabiliriz. Özellikle sınav grupları başta olmak üzere tüm öğrencilerin derslere adaptasyonunun okul döneminde daha kolay olmasını sağlayabilmek adına, bir önceki yıl işlediğimiz konulardan tekrarlar yaparak kendimizi okul dönemine daha hazır hale getirebiliriz. “Okula dönüş” konusunda en büyük kaygı, dersler nedeniyle olabiliyor. Tedbir olarak günlük küçük çalışma saatleri ayırarak derslere göz atmakta fayda vardır.

• Öğrencilerin yaz tatilini verimli ve sağlıklı biçimde değerlendirebilmeleri için PDR uzmanları olarak eğitim kurumları ve ailelerle nasıl bir iş birliği modeli önerirsiniz?

Öncelikle velilerin olaylara bakış açısını değiştirmeleri gerekiyor. Yaz tatilleri akademik anlamda bir takviye olarak değerlendirilebilir; bu doğrudur. Ancak yaz dönemini okul dönemi gibi sürekli ders, kurs ve özel derslerle doldurmak öğrenciye düşündükleri kadar fayda sağlamayabilir. Yıl içinde mental olarak yorulan ve tatil dönemlerinde dinlenmek isteyen öğrencilere, tatil ve ders için ayrı bir planlama yapılması daha faydalı olacaktır. Bu noktada okul psikolojik danışmanlarından destek almak, daha doğru bir yol haritası çizilmesinde etkilidir. Ayrıca ailelerin eğitim kurumları ile belli aralıklarla bir araya gelmesi ve sadece sorunlu hallerde değil, rutin bir zaman diliminde de çocuklarının eğitim süreçlerinde neye ihtiyaçları olduğu konusunda geri bildirim almaları oldukça önemlidir. Sorun odaklı yaklaşmaktan vazgeçilmelidir. Eğitim hayatı boyunca okul, öğrenci ve aile birlikte hareket etmeli ve bu hareket alanı sadece akademik başarı veya başarısızlıkla sınırlı kalmamalıdır. Eğitim bütüncül ve kapsayıcıdır. Ders veya deneme notları odaklı yaklaşım, farklı sorunların görmezden gelinmesine veya üzerine yeterince düşülmemesine neden olabilir. Bu durum, ilerleyen dönemlerde öğrenciler açısından ciddi problemlere sebep olabilir.

Kaynak: BAŞKENT GAZETESİ-TOLGA ALCA