Gen teknolojisinin ve 'yapay zeka'ya sahip bilgisayarların insanlığın geleceğini nasıl etkileyebileceğini ele alan yazılarımızın bir öncekinde, 19 yaşında genç bir kadın olan Mary Shelley tarafından yazılan ve yazarı henüz 21 yaşındayken 1818 yılında yayınlanan Frankenstein adlı bir esere gönderme yapmıştık...

Frankenstein, çoğunlukla zannedildiğinin aksine 'yapay' yollardan yaratılmış zeki yaratığın adı değil, onu yaratıcısı olan bilim insanının adıdır...

Günümüzün 'Dr. Frankenstein'ları ise Shelley'nin hayal ettiğinden çok daha tehlikeli olabilecek 'yaratıkları' roman sayfalarında değil gerçek laboratuvarlarda üretme aşamasına gelmiş bulunmaktadır.

***

Bu noktada, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking'in yayınladığı son makalelerden birine dikkat çekmek istiyoruz...

Hawking'e göre gen teknolojisinde yaşanan son gelişmeler bu teknolojiyi kullanma imkanına sahip üst sınıfların elinde son derece tehlikeli bir silaha dönüşme eğilimi göstermektedir. Bu tehlikeli silah, yeni tür bir ırkçılıktır!

Sözü edilen makalede Hawking, şunları yazmaktadır:

'Bu yüzyılda insanların zeka ve saldırganlık gibi içgüdüleri değiştirmenin yolunu keşfedeceğinden eminim. Muhtemelen insanlar üzerinde genetik mühendisliği uygulamalarının yapılmasına karşı yasalar kabul edilecektir. Ancak bazı insanlar hafıza, hastalıklara karşı dayanıklılık ve ömür süresi gibi insani özellikleri geliştirme hırsına karşı koyamayacaktır. Bu tür insanlar ortaya çıktığında, geliştirilmemiş insanlarla ilgili önemli sorunlar doğacak, sıradan insanların soyu tükenecek ya da önemsiz hale geleceklerdir.'

***

Şimdi 200 yıl geriye dönelim ve Mary Shelley'nin romanında anlattığı, ölülerin parçalarından yapılan iki buçuk metre boyunda son derece güçlü ve düşünce geliştirme yeteneğine sahip 'yaratığı' oluşturan Dr. Frankenstein'in başlangıçta nasıl 'iyimser' düşlerden yola çıktığına bir göz atalım:

'Yaşamdan yoksun bir maddeye yaşam bahşedebilme yetisine sahip olmuştum... Dünyanın yaratılışından bu yana en bilge insanların arzusu ve uğraşı olan şey, şimdi benim avuçlarımın içindeydi... Ellerimin arasında böylesine muazzam bir güç bulunduğunu anladığım zaman bunu ne şekilde kullanmam gerektiğine dair uzun süre tereddüt içinde kaldım... İşte bu duygular içinde bir insanoğlu yaratma işine başladım... Yeni bir tür, yaratıcısı ve yaşam kaynağı olarak kutsayacaktı beni. Çok sayıda mutlu ve mükemmel varlık varlığını bana borçlu olacaktı.'

***

Ne var ki, roman kahramanının iyimser hayallerini bu sözlerle dile getiren Mary Shelley, ortaya çıkacak olan tablonun Dr. Frankenstein'ın düşündüğünün tam tersine büyük felaketlere yol açabileceğinin farkındaydı...

Nitekim, romanın devamında, sevecen ve insanlara yararlı olacağı düşünülen yaratık, kendisini güçlü kılan özelliklerin diğer insanları korkuttuğunu, bunun sonucunda herkesin kendisinden nefret ettiğini görecek...

Ve bunun sonucunda 'kin ve intikam' gibi 'insani' duyguları keşfederek, kendisine en azından bir eş yaratmamakta direnen Dr. Frankenstein'in tüm ailesini tek tek öldürdükten sonra kendisini de peşinden kutup buzullarına kadar sürükleyerek orada yok edecekti!

***

Aradan geçen iki yüzyıldan ve bilim alanında sağlanan onca gelişmeden sonra, Mary Shelley gibi ilk romanını yazan genç bir kadının korkutucu önsezilerinin Stephen Hawking gibi bilim adamlarının 'guru'su olarak kabul edilen olgun bir fizikçi tarafından tekrarlanmış olması oldukça ilginç bir durumdur...

Bu durum, Dr. Frankenstein'in da belirttiği, 'Dünyanın yaratılışından bu yana en bilge insanların arzusu ve uğraşı olan şey'in aslında insanlığın geleceğini tehdit edebilecek tehlikeli bir oyuncak yaratmaktan farksız olduğunu göstermektedir...

Hitler gibi 'üstün ırkın seçkin mensuplarını kendi aralarında çiftleştirerek elde edeceği yeni bir üstün insan nesliyle dünyaya egemen olma' ihtirasına kapılmış bir 'manyağın' sebep olduğu dünya savaşında on milyonlarca insanın yok edilmesinden sonra, insanlık şimdi de laboratuvarlarda üretilen 'seçkin insanlar'ın oluşturabileceği 'üstün insanlar kastı'nın yaratabileceği tehlikeler karşısında endişeye kapılmış bulunmaktadır.

(Devam edecek)