Eskiden uzak bölgelerde yer alan ülkeler arasında bir bağlantı kurulduğu zaman genellikle 'Ora nire, bura nire!' diye karşı çıkılırdı...
Küreselleşen dünyada ise durum değişti...
Artık 'Ha ora, ha bura!'
***
O nedenle Venezuela'da yaşananlar üzerine konuşurken ülkemizde yaşananlara göndermeler yapmamız yadırganmamalı...
Neticede, rejimleri, düşünce tarzları ne kadar farklı, uzaklıkları ne kadar büyük olursa olsun iki ülke de 'küresel efendi'likten vazgeçmemek için direnen ABD'nin hedefinde...
Venezuela'da tezgahlanan darbe girişimi ile Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişimi arasında bir bağlantı olduğunu söylememiz bu saptamadan kaynaklanıyor.
***
Venezuela'da yapılan darbe girişimine en erken ve kararlı biçimde karşı çıkan ülkelerden birinin Türkiye olması da bunu gösteriyor...
Ama doğal olarak bu karşı çıkış, ABD tarafından 'not edilmiş' durumda...
Trump'ın askeri güç kullanma seçeneğinin hala gündemde olduğunu tekrarlayan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, 'Rusya, Çin, Türkiye, Küba, Bolivya, İran, Nikaragua, Urugay, Meksika, Suriye, Güney Afrika, Belarus, Kamboçya ve Kuzey Kore gibi ülkeler Maduro'ya destek vermekle tarihin yanlış kısmında yer aldılar' sözleri bunu hatırlatıyor!
***
Elbette bu 'not etme' vaziyetinin somut sonuçları olacak...
Hatta olmaya başladı bile...
Örnek isterseniz, şu habere bir göz atın:
'Geçen ay bölgeye giden ABD Dışişleri ve Pentagon heyeti, Ayn İsa, Rakka ve Kamışlı bölgelerinde bazı temaslarda bulundu. Görüşme sonrasında PKK elebaşılarına yeni karargahlar yapılması, militan sayısının artırılması ve maaşlarının yükseltilmesi amacıyla 30 milyon dolarlık mali destek yapıldı. .. Tel Abyad Yerel Meclis Başkanı Ekrem Dede, ABD heyetinin terör örgütü PKK yönetimine, '2019 sonu itibariyle asker sayınız 110 bine ulaşmalı' talimatını verdiğini söyledi. Dede, ABD'nin Suriye'deki PKK'lı teröristlerin maaşına zam yaptığını da bildirdi. Her PKK'lının 150 bin Suriye Lirası yani 220 ABD Doları maaş alacağı duyuruldu.'
***
Türkiye, 'tarihin yanlış yerinde' saf tutunca aynı safta yer alan Rusya ve Çin gibi ülkelerle kurduğu ilişkiler de 'göze batıyor'!..
Ne var ki, Türkiye görünüşte de olsa hala ABD için bir 'stratejik müttefik'!..
Dolayısıyla bir yandan tehditler savrulur ve baskı amaçlı çeşitli araçlar devreye sokulurken diğer yandan ağza bir parmak bal çalma girişimleri de eksik olmuyor.
***
ABD Savunma Bakanı Vekili Patrick Shanahan'ın, S-400 savunma sistemi konusunda Türkiye ile henüz bir çözüme varılmadığını, ancak iletişimin önceki dönemde daha iyi olduğunu söylerken izlediği yöntem de bu...
Shanahan, 'Eğer Türkiye S-400 kararında kararlı ise biz de işi (F-35 üretimi ve teslimatı işini) Türkiye'den çıkarmak zorunda kalırız' dedikten hemen sonra şunları ekliyor:
'Onlar bizim stratejik ortağımız. Önemli olan bu. Buna uzun vadeli bir ilişki olarak bakmak zorundasınız. Yolda engeller var. Ama S-400'ler ve F-35'ler bir arada olmuyor.'
***
Shanahah'a ne kadar kızarsak kızalım, bu sözlerde bir gerçek var...
Küresel bir kutuplaşmanın tam ortasında yaşıyoruz...
Ve bu süreçte sürgit 'iki tarafı da idare edebilme' şansımız yok.
***
Dünyadaki durumu objektif bir gözle değerlendirmek ve ona göre 'stratejik' bir tercih yapmak zorundayız...
Bu tercih, geçmişte yapılmış ve saf 'ABD-AB-NATO' safı olarak belirlenmişti...
Ancak o zamanın koşulları değişti.
***
Seçenekler ne kadar açıksa, yapılan tercihlerin doğuracağı sonuçlar da o kadar açık...
Eğer eski konumumuzda ısrar edeceksek, ABD'nin patronajı altında onun belirlediği koşullarda hareket etmek zorundayız...
Yok, 'yeni bir dünya'nın kurulduğunu düşünüyor ve o dünyada yerimizi almak istiyorsak, yapacağımız şey, tek bir 'stratejik müttefik'e bağlanmak yerine dış politikamızı ulusal çıkarlarımıza endekslemek ve dünyanın tüm ülkeleriyle çok yönlü ilişkiler kurmaya yönelmek.
***
Tercihimiz bu olursa, bilelim ki, bizi zaten 'tarihin yanlış tarafında yer alan' ülkeler kategorisine koymuş bulunan ABD bu değişimi önlemek için elinden geleni ardına koymayacaktır...
Yapacakları, şimdiye kadar yaptıklarından bellidir... PKK'ye 100 bin kişilik ordu kurdurmak ve ekonomik yaptırım silahını kullanmak da bunlara dahildir...
Aksini düşünmek ise bir takım 'imkansız' hayallere kapılarak mücadeleyi daha başından kaybetmek anlamına gelir.