ABD'nin Venezuela'da tezgahladığı darbe girişimi, tıpkı Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişimi gibi hızla çöktü...
Oysa bir zamanlar, gerek Latin Amerika'da gerekse Türkiye gibi ABD'ye bağımlı ülkelerde bu tür girişimler önceden herkes tarafından haber alınsalar bile başarılı olurlardı...
Çünkü toplumlar bir kere ABD işe el attı mı, o işten kurtuluş olmadığını düşünür karşı koyma düşüncesine bile kapılmazlardı.
***
O yıllarda bunun aksine tek örnek, Küba Devrimi sonucu iktidara gelen Castro yönetiminin tutumu olmuştu...
ABD'nin sürekli müdahalelerine karşı en başından kararlı bir tutum takınan devrimci Küba yönetimi, halka güvenmiş, ABD'de örgütlenen 'muhaliflerin' Domuzlar Körfezi'ne yaptıkları çıkarma karşısında ABD müdahalesini de göze alarak direnmiş ve devrimi korumayı başarmıştı...
Aksi bir yol izleyerek uzlaşma yoluyla ayakta kalmaya çalışan halkçı ve sosyal demokrat hükümetler ise yıkılmaktan kurtulamamışlardı.
***
Günümüzde yaşananlar da durumun geçmişten çok farklı olmadığını gösteriyor...
Ulusal devrimci Chavez-Maduro yönetimi iktidara geldikleri ilk günden bu yana ABD'nin tehditlerine karşı kararlı bir tutum sergiliyor ve halkı seferber ederek iktidarını korumayı başarıyor...
Buna karşılık Brezilya ve Arjantin örneğinde olduğu gibi uzlaşmacı tutumlar izleyen sosyal demokrat hükümetler ABD'nin 'içeriden' tezgahladığı girişimler sonucu tasfiye ediliyor, dahası liderleri çeşitli gerekçelerle cezaevlerine atılmış bulunuyor.
***
Venezuela'daki darbe girişiminin bastırılmasından sonra bir açıklama yapan Devlet Başkanı Maduro'nun açıklamasına göre bu kez yargılanacak olanlar darbeciler...
Kalkışmanın taşeron liderleri bu açıklama üzerine kaçmak zorunda kalırken, darbeci askerler Brezilya Büyükelçiliği'ne sığınmayı yeğlediler...
Oysa, Chavez'e karşı yapılan ilk darbe girişiminde halkın ve askerlerin karşı koyması sonucu başarıya ulaşamayan darbeciler ABD desteği sayesinde yargılanmaktan kurtulmuşlardı.
***
Darbecileri cesaretlendiren olgulardan biri hiç kuşkusuz geçmişte yaşanan bu olaydı...
Darbecilerin aklında hiç kuşkusuz, 'Başarılı olursak ne ala, başarılı olamazsak nasıl olsa Amerika arkamızda' düşüncesi vardı...
Ancak Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, darbe girişiminin bastırıldığını açıkladığı konuşmasında 'Bu darbe girişimi cezasız kalmayacak, ülkenin cumhuriyet başsavcısıyla konuştum. Bu iş için özel 3 ulusal savcı atadım' açıklamasını yaptı. Böylece Washington'a net bir mesaj gönderdi.
***
ABD, uğradığı bu ikinci bozgunun kendisine bağlı yönetimler üzerindeki yaratacağı moral bozukluğunun etkisini kırmayı amaçlayan bir propaganda savaşı başlatmış durumda...
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun ülkeyi terketme kararı aldığını fakat Ruslar tarafından bundan vazgeçirildiğini savundu...
Yani 'Biz aslında kazanmıştık ama Rusya zaferimize engel oldu' dedi!
***
Pompeo'nun hedefinde yalnız Rusya değil, Venezuela'daki yasal yönetime destek verdiklerini açıklayan ülkeler de vardı...
Pompeo, 'Rusya, Çin, Türkiye, Küba, Bolivya, İran, Nikaragua, Urugay, Meksika, Suriye, Güney Afrika, Belarus, Kamboçya ve Kuzey Kore gibi ülkelerin Maduro'ya destek vermekle 'tarihin yanlış kısmında' yer aldıklarını iddia ettikten sonra Trump'ın askeri güç kullanma seçeneğinin gündemde olduğu konusundaki sözlerinin hala geçerli olduğunu hatırlattı...
Ardından şu sözlerle cesareti kırılan yandaşlarına umut vermeye çalıştı:
'Umarım (Maduro) bu kararı tekrar düşünür ve o uçağa biner. Açıkça belirttiğimiz gibi, biz Venezuela Ulusal Meclisini ve geçici Başkan Juan Guaido'yu destekliyor, Venezuela halkının ekonomilerini geri kazanma zamanının geldiğine inanıyoruz. Böylece aç çocuklar yemek yiyebilir ve hasta olanlar ülkenin sınırında bekleyen ilaçları elde edebilirler.'
***
İnsanlar, Amerikan tipi demokrasi ve insanseverliğin nasıl bir şey olduğunu Vietnam'dan Irak'a, Suriye'den Libya'ya kadar bir çok yerde gördükleri için bu sözler 'laf-ı güzaf'tan ibaret kalmaya mahkûm...
Ama bu durum ABD'nin yeni girişimlerde bulunmayacağı ve insanlığa yeni acılar çektirmeyeceği anlamına gelmiyor...
Ne yazık ki dünyada işler tarih boyunca hep böyle yürüyor!