Venezuela'da hem iktidardaki Başkan Maduro hem de ABD ve 'Batılı müttefikleri'nin desteğiyle kendini başkan ilan etmiş olan Guaido, ülkelerinde demokrasinin tehlikede olduğu gerekçesiyle bir iç savaşın eşiğine gelmiş bulunuyorlar...

Bu durum iki tarafın 'demokrasi'den çok farklı şeyler anladıklarını gösteriyor.

***

Bu olay, bize geçmişte yaşanmış bir başka tartışmayı hatırlattı...

Vaktiyle bir gazetede Nazım Hikmet, Amerikan yardımını eleştirdiği için 'vatan hainliği'yle suçlanmıştı...

O da bir şiir yazarak bu suçlamayı şöyle yanıtlamıştı:

'Bir Ankara gazetesinde, çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,

fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un

66 santimetrekarede gülüyor ağzı kulaklarında (...)

Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti...

Nazım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hala (...)

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz (...)

Vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması, topuysa...

Yazın, üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:

Nazım Hikmet, vatan hainliğine devam ediyor hala.'

***

'Konu demokrasiyken bu 'vatan meselesi' de nereden çıktı?' demeyin...

Venezuela'ya demokrasi getireceği gerekçesiyle ABD'yi ülkelerine davet edenlerin samimiyetine inanmadan önce onların 'vatan'dan ne anladığına bakın!..

Çünkü emperyalizmin saldırısına uğramış ülkelerde 'demokrasi' ve 'vatan' kavramları birbirinden ayrılmaz.

***

Bunları söyledikten sonra bir haberi hatırlayalım:

9 Eylül 2018 tarihinde New York Times gazetesinde yayınlanan haberde, ABD hükümetinin Venezuela askeri yetkilileri ile Nicolas Maduro hükümetine yönelik darbe planlarını tartışmak üzere gizli görüşmeler yaptığı yazılmıştı...

ABD hükümet kaynakları ile gizli görüşmelere katılan Venezuelalı askeri bir yetkiliye dayandırılan haberin devamında, Beyaz Saray'ın bu habere ilişkin bir açıklama yapmayı reddettiği belirtilmişti.

***

Beyaz Saray sözcüsünün bu konuda bir açıklama yapmayı reddetmesi çok normaldi...

Çünkü sözünü ettiğimiz haberin yayınlanmasından bir yıl kadar önce Ağustos 2017'de bizzat ABD Başkanı Trump, 'Venezuela'da pek çok seçeneğimiz var. Olası bir askeri operasyon da buna dahil' diyerek gerekli açıklamayı yapmıştı!

Ne var ki, günümüz koşullarında askeri operasyon biraz zor olduğu için ABD öncelikle 'ekonomik yaptırım' silahını kullanmayı tercih etti...

Bugün Venezuela'da insanların karşılaştığı ekonomik zorluklar, büyük ölçüde bu yaptırımlardan kaynaklanıyor...

Yaptırımların siyasal sonuçlarını alabilmek için de bir 'kukla hükümet' kurulmak isteniyor...

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Robert Palladino'nun, 12 Ocak 2019'da 'Venezuela halkının, hukukun üstünlüğüyle yönetilen demokratik bir toplumda özgürce yaşamayı hak ettiğini' iddia ederek Venezuela'da yeni bir hükümet kurulması zamanının geldiğini açıklaması bunu gösteriyor.

***

İşin ilginç tarafı şu:

Bu açıklamadan kısa bir süre önce Venezuelada zaten başkanlık seçimleri yapılmış ve muhalefet cephesi bu seçimlere katılmayı reddetmişti...

Seçim, Maduro'nun zaferiyle sonuçlanınca da ABD, Kanada, Avrupa Birliği ve bazı Latin Amerika ülkeleri muhalefet partilerinin katılmadığı bir seçimin sonuçlarını tanımayacaklarını açıklayarak Caracas'ta bulunan büyükelçilerini geri çekmişlerdi...

Bu hamlenin hemen ardından, ABD, Venezuela'ya yeni ekonomik yaptırımlar uygulayacağını açıklamıştı.

***

Olayların gelişmesi, ABD ve 'Batılı müttefikleri'nin Venezuela'daki 'demokrat' dostlarını kullanarak meşru Venezuela yönetimini devirmek için bir plan hazırladıklarını ve bu planı adım adım uyguladıklarını gösteriyor...

Bu plan uyarınca Maduro hükümeti ekonomik olarak iflas durumuna sürüklenerek bu hükümetle onu destekleyen 'yoksullar' arasındaki bağ koparılacak...

Sonunda 'yoksullar' ayaklandırılarak ABD dostu petrol zengini bir işadamı iktidara getirilecek...

Bunun adı da 'Venezuela'ya demokrasi getirmek' olacak!

***

Olay, bu yönüyle La Fontaine'in ünlü 'kurt ve kuzu' masalını hatırlatıyor...

Hani kurt su içmeye indiğinde aşağı tarafta bir kuzunun su içtiğini görmüş ve suyu bulandırdığını öne sürerek onu yemişti ya...

İşte öyle!

***

ABD ve 'kurt sürüsü'nün Venezuela'da amaçlarına ulaşıp ulaşamayacaklarını önümüzdeki günler gösterecek...

Ancak şurası da bir gerçek:

Venezuela'daki meşru yönetim ve onu destekleyen vatansever kesim hiç de çaresiz bir kuzuya benzemiyor!