Son yazımızda, Batılı emperyalist ülkelerin Türkiye'yi etkisizleştirme ve bölme planlarının Ulusal Kurtuluş Savaşı sonucunda bozulduğunu, ancak bu planların değişmediğini...
Osmanlı İmparatorluğu döneminde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti döneminde de bu bakış açısının devam ettiğini...
Ve günümüzde Kıbrıs ve Doğu Akdeniz meselesi dolayısıyla halen 'NATO müttefikimiz' olan Yunanistan ile 'NATO'nun patronu' ABD'nin bu planları gerçekleştirmeye yönelik hazırlıklara hız verdiklerini söylemiştik.
***
Türkiye'nin Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) ve bu örgütün önde gelen üyelerinden Rusya ile ilişkilerinin sonlandırılması bu planların ilk adımıdır...
Bu başarılırsa, halen NATO üyesi olmakla birlikte yaptırımlar konusunda tarafsız bir tutum takınmaya çalışan Türkiye 'Rusya karşıtı cephe'ye katılmış olacak; bunun ardından Ukrayna Savaşı genişleyerek iki cephe arasındaki bir savaşa dönüşecektir. Türkiye, bu durumda hem coğrafi konumu hem de askeri gücü açısından Rusya'ya karşı savaşın ana gücü durumuna gelecektir...
Başta ABD ve Yunanistan olmak üzere Türkiye'nin parçalanması ve etkisizleştirilmesi planlarını yapanlar, bu 'yıkıcı' savaşta Türkiye'nin güçlerinin tükenmesini bekleyecek, ardından rafa kaldırılmış planlarını uygulamaya koyacaktır.
***
İş o safhaya geldiğinde Rusya'yı zaten karşısına almış olan Türkiye, ABD'nin başı çekmesiyle kuzeyindeki Ukrayna, batısındaki Yunanistan, güneyindeki ABD ve onun 'kara ordusu PKK/PYD tarafından da kuşatılarak Doğu Akdeniz, Ortadoğu ve Karadeniz'den dışlanmış olacaktır...
Türkiye-Yunanistan sınırına ABD'nin Avrupa kıtasındaki en büyük askeri üssünün inşa edilmesi, silahsız olması gereken Türkiye kıyısındaki Yunan adalarının Yunanistan tarafından silahlandırılması, Kıbrıs meselesinin çözümü çabalarında KKTC'nin devre dışı bırakılması, Türk sondaj gemilerinin Doğu Akdeniz'deki petrol sahalarından uzaklaştırılması, Kıbrıs Rum kesimine uygulanan silah ambargosunun kaldırılması ve PKK/PYD'nin hızla silahlandırılması gibi art arda gelen olaylar...
Ve 'dostumuz' Ukrayna Devlet Başkanı Zelensky'nin geçtiğimiz günlerde Yunan parlamentosuna hitap ederken sarfettiği bazı sözler bu gerçeklerin ışığında değerlendirilmelidir.
***
Sözünü ettiğimiz toplantıda Zelenski, 'Size bir Yunan olarak hitap ediyorum' diye söze başladıktan sonra Ukrayna'nın, Yunanlar tarafından Hıristiyanlaştırılmış Ortodoks bir ülke olduğunu ifade etmiş...
Ardından 1821'de Osmanlı İmparatorluğu egemenliği altındaki topraklarda gerçekleşen Yunan isyanına atıfta bulunarak şu ifadeyi kullanmıştır:
'Helenizmin bir başka büyük merkezi Odessa da tehdit altında. Tarihteki Filiki Eterya (Dostluk Cemiyeti ) burada kuruldu. Yunanistan'da yeni bir Filika Eterya'nın oluşturulabileceğine ve hem Ukrayna'yı hem de Helenizmi kurtarmak için savaşabileceğine inanıyorum. Yunan devrimcileri, dün ya bağımsızlık ya da ölüm diyorlardı. Biz de bugün aynısını söylüyoruz'.
***
Etniki Eterya olarak da adlandırılan Filiki Eterya'nın Yunanistan'ın Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını kazanması hedefiyle 1814 yılında Emmanouil Ksantos, Nikolaos Skoufas ve Athanasios Tsakalof adlı üç Yunanlı tarafından Odessa'da kurulduğunu...
12 Nisan 1820 tarihinde Türkiye'nin Doğu Avrupa ve Trakya'daki topraklarını ilhak ederek Ortodoks Bizans İmparatorluğunu yeniden canlandırmayı ve İstanbul'u yeniden o imparatorluğun başkenti haline getirmeyi hedefleyen Rus Çarı I. Aleksandr'ın Rum kökenli yaveri Aleksandros İpsilantis'i cemiyetin başına geçirdiğini...
İpsilanti'nin komutasındaki güçlerin başlattığı ayaklanmanın 19 Haziran 1821 tarihinde Osmanlı ordusu tarafından yenilgiye uğratıldığını, ancak İpsilanti'nin Yunanlar tarafından halen ulusal bir kahraman olarak görüldüğünü unutmayalım.
***
Yine unutmayalım ki, günümüzde Rus Çarı Alexander'ın politikasını devralmış olan ABD'nin sadık adamı Zelensky, bu görüntülü konuşmayı Yunan Parlamentosuna hitaben yapmış...
Konuşmasının ardından Neo-Nazi Azov Taburu üyesi Yunan asıllı bir savaşçının parlamentoya hitap ettiği bir videoyu görüntüye getirmiş...
Ve bu skandal, Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropulo ve Başbakan Kriyakos Mitçotakis tarafından övgüyle karşılanmıştır.
(Devam edecek)