Gelecek yıl devreye girecek Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'nın Türk sanayicisini doğrudan etkileyeceğini vurgulayan Öner, Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'nın karbon yoğun üretim yapan Türk ihracatçıları için milyarlarca dolarlık ek maliyet riski barındırdığını belirtti. Öner "Biyometan karbon nötr bir yakıttır. Atıkların enerjiye dönüşmesi sayesinde hem iklim dostudur hem de döngüsel ekonomiye katkı sağlar. Bu tür düşük karbonlu çözümlere yönelmeyen firmalar ise rekabet gücünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabilir" diye konuştu.
Bu kapsamda Türkiye'deki biyogaz tesislerinde üretilebilecek biyometanın, doğal gaza alternatif olarak sanayide kullanılmasının karbon salımının azaltılmasında önemli rol oynayacağını söyleyen Öner çimento, cam, seramik, demir-çelik, gıda ve gübre gibi sektörlerde kullanılan ve doğal gazın yerine biyometan kullanılarak karbon salımının azaltılabileceğini, biyometan sayesinde sanayicinin hem karbon ayak izini düşüreceğini hem de karbon cezası ödemekten kurtulacağını kaydetti. Öner, “Bu aynı zamanda ihracatta rekabet avantajını da korumak anlamına geliyor" dedi.
AB ÜLKELERİ MİLYARLARCA AVROLUK YATIRIM YAPIYOR
Öner, İtalya, Fransa, İspanya ve Almanya gibi Avrupa ülkelerinin 2030 yılına kadar yıllık 35 milyar metreküp biyometan üretim hedefi koyduğunu, bunun için milyarlarca avroluk yatırımlarla yeni tesisler kurduğunu hatırlatarak, sanayilerini karbon vergilerinden korumak için biyometana yöneldiğini ifade etti. Türkiye'nin Avrupa'ya kıyasla çok daha avantajlı bir konumda olduğunu kaydeden Öner, "Bizim halihazırda 200'den fazla biyogaz tesisimiz var. Doğru yasal düzenlemeler yapılır yapılmaz bu tesisler, görece küçük ek yatırımlarla biyogazdan biyometan üretimine geçebilir. Böylece hem biyogaz tesisleri için alternatif bir finansman modeli oluşur hem de sanayicimiz karbon cezası ödemekten kurtulur" değerlendirmesi yaptı.
TESİSLER BİYOMETAN ÜRETİMİNE GEÇEBİLİR
Türkiye'de 200'ün üzerinde biyogaz tesisi olduğunu anımsatan Öner, "Bu tesislerde altyapı hazır, teknoloji mevcut. Küçük ölçekli yatırımlarla biyogazı arıtarak yeşil doğal gaz yani biyometan üretmek mümkün. Bunun için tek gereken şey hızlı ve net bir yasal düzenleme" değerlendirmesinde bulundu.
Öner, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) desteği sona eren biyogaz tesisleri için de biyometanın bir çıkış yolu olabileceğine dikkati çekerek, yapılacak düzenlemelerle birçok tesisin biyometan üretmeye kısa sürede başlayabileceğini söyledi.
Türkiye'nin bir biyometan stratejisine ihtiyaç duyduğunu dile getiren Öner, "Şebekeye enjeksiyon ve yeşil gaz sertifikasyonu acilen yürürlüğe girmeli. Belediyelerin, özel sektörün ve yatırımcıların iş birliğiyle bu alan hızla büyüyebilir. Türkiye bu treni kaçırırsa hem enerji güvenliği hem sanayi rekabeti açısından büyük kayıp yaşar. Türkiye'nin bu alanda artık kaybedecek zamanı yok" dedi.