İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu katıldığı televizyon programında gündeme dair soruları yanıtladı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yapılan saldırının geçmişte yaşanan tehditlerin bir sonucu olduğunu belirten Dervişoğlu, “Meseleye siyasi pencereden bakmıyorum. Türk siyaseti saldırıya uğramıştır ve bu saldırılar, bu tehditler yeni değildir. Yaşananlar geride kalan saldırıların ve günümüzdeki tehditlerin doğal bir sonucudur. Bir muhalefet partisi temsilcisi olarak kınıyorum ama iktidar kınamakla yetinmemelidir. Önlem alarak bu kabil olayların önlenebilmesinin mümkün olabileceğini kabul edilmesi gerekir. Mülkü idare tedbir alır, kolluk kuvvetleri müdahale eder, yargı da gereken cezayı verir. Ancak bu gibi durumlarda bir cezasızlık durumu söz konusu. Dün Kılıçdaroğlu’na bir saldırına bir saldırı yapıldı. İnek hırsızı dendi ama neredeyse adamın heykeli dikilecekti. Bugün de bir evlat katilinden bahsediyoruz. Bu ve benzer saldırılarsa bu tür adamlar seçilir. Dolayısıyla bu adamların geçmişlerine bakıldıklarında kullanmaya elverişli aparatlar olduklarına şahitlik ediyoruz. Tüm bunlar cezasızlıktan kaynaklanıyor. Saldırılar siyasete, demokrasiye yapılıyor. Bu sıradan bir saldırı değildir. Bir siyasi parti genel başkanının siyaset yapma hakkına yapılmış bir saldırıdır. Anayasal hakkın gaspına yönelik bir eylemdir bu. Ayrıca başkalarına da bunların yapılabilmesini mümkün olduğunu gösteren bir provokasyon emaresidir” dedi.
“ŞEHİTLERİMİZİ DE UNUTMAMIZ GEREKİR”
Dervişoğlu, TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in hayatına kaybetmesine insani yönden üzüldüğünü belirterek “Sırrı Bey’le fikirlerimizi çatışırdı ama insani değerler noktasında da konuşurduk. O kendi davasına hizmet ediyordu, biz de kendi davamıza hizmet etmek noktasında bir yolculuk sürdürüyoruz. Onun davasıyla, benim davam ayrı. Ama ortak bir tarafımız da var. 12 Eylül döneminde aynı acıları çekmişiz. Barış süreci diye adlandırılan, bizim de bu şartlarda imkânsız gördüğümüz düşüncelerine şahsen katılmıyorum. Dün Sırrı Beyi ebediyete uğurladık, bugün de Afyonkarahisar’da bir cenazemiz var. Irak’ın kuzeyinde PKK’’lı katiller tarafından saldırıya uğrayıp şehit edilmiş bir evladımız var. Buradan Uzman Çavuş Önder Özen kardeşime Allah’tan rahmet diliyorum. Sırrı Bey’i uğurluyoruz karşı durmuyorum. Ben hem taziyede bulundum hem de DEM Parti’nin genel başkanını aradım ama bugün Afyonkarahisar’da oyuncak ayısı ile babasına veda eden çocuklarımız var. Bunların da unutulmaması gerekir” ifadesini kullandı.
AYYÜCE TÜRKEŞ’E SALDIRI
İYİ Parti Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş Taş’ın, babası Alparslan Türkeş'in kabrini ziyareti sırasında saldırıya uğramasına da değinen Dervişoğlu, “Bizi yetiştirmesiyle iftihar ettiğimiz bir şahsiyetin yetiştirdiği evlada saldıranların ya da buna izin verenlerin ruh hâllerini sorgulamamız lazım. Alparslan Türkeş’in bir mezarı var ama anıt mezar statüsünde değil. Alparslan Türkeş defnedilirken de söylenen laf şudur: ‘İki Türk birbirine baksın bir tarafta Anıttepe bir diğer tarafta Beştepe’ diye oraya defnedilmiştir. Oranın bir resmi statüsü de yok. Orası ailenin mi, ailenindir. Türk milletinin midir, Türk milletinindir. Alparslan Türkeş ile olan gönül bağını koparmak için bundan daha büyük bir tuzak kurulamaz. Siz Alparslan Türkeş’in mezarını onu sevenlere ve onun evlatlarına kapatırsanız, bu işin nereye varacağını nasıl kestireceksiniz?” ifadesini kullandı.
“BAHÇELİ’NİN ÖZÜR DİLEMESİ GEREKİR”
Dervişoğlu, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile saldırı sonrası görüştüğünü belirterek “İyi niyetli olduğu hissiyatı edindim ama orada görevlendirilen polisler gözlerinin önünde bir kişiye darp eylemi yapılırken olaylara kayıtsız kalmış. Ayrıca olaylar esnasında bir tane bile gözaltı işlemi yok. Ayyüce Türkeş’in danışmanı darp ediliyor. Onun öncesinde illerden gelen ziyaretçilere saldırıda bulunuyorlar. Şimdi biz ne yapalım? 100-150 genç arkadaşımız orada birikmiş. 2-3 bin kişi de biz olup, kabir ziyareti yapacağız diye çatışmaya girecek halimiz yok ama bundan istifade etmeye kalkışanlar var. Bunu yapanlar Türkeş’in hatırasına büyük saygısızlık yapıyor. Türkeş’i kendi içlerinde fikren anmaları mümkün olmadığından milletten de koparmaya çalışıyorlar. Bunu yapanları bir kere daha uyarıyorum. Bu son derece tehlikelidir. Başta Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere buna sebep olanların önce Türkeş ailesinden ve büyük Türk milletinden özür dilemesi gerekir” dedi.
Dervişoğlu, “Abdullah Öcalan denilen caniyi, gelsin konuşsun diye TBMM’ye davet edenler; Alparslan Türkeş’in kabrini, O’nun kızına ve Türk Milliyetçilerine yasaklayamazlar” diye ekledi.
“BU ANAYASA’DAKİ YETKİLERİ ATATÜRK’E VERMEYE KALKSALAR KARŞI ÇIKARIM”
AK Parti içinde de sistem eleştirilerinin olduğunu belirten Dervişoğlu, “Onlar da prangalarından kurtulmak istiyorlar. Parlamenter Demokratik Sisteme dönüşün yol taşlarını dizmesi gerekenlerin iktidar partileri olduğunu söylemiştim. Türkiye’yi getirdikleri noktaları görüyorlar. Sistem kilitlendi. Sistemde kurumlar bertaraf edildi. Türkiye’de bir takım strateji merkezleri var, devlet planlama teşkilatı yok. Müsteşarlıklar kaldırılınca otomatik olarak devlet hafızası yok oldu. Adımız Cumhuriyet ama Kongo da cumhuriyet. İktidarın yetkilerinin sınırlandırılmadığı yerde demokrasiden bahsedilmesi mümkün değil. Bugün iktidarın yetkilerini sınırlayamıyorsunuz. Bir anayasa yapılmış ve Erdoğan’ın ölçülerine göre tanzim edilmiş. Bu Anayasa’daki yetkileri Mustafa Kemal geri dönse de O’na vermeye kalksalar ben buna da karşı çıkarım” dedi.
“İMAMOĞLU SİYASETEN TASFİYE EDİLMEK İSTENİYOR”
Hakkındaki soruşturma kapsamında tutuklandıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden alınan Ekrem İmamoğlu için “Haksız ve adaletsiz bir sorgulama sürecinin kurbanı edilmek isteniyor” diyen Dervişoğlu, “Suç varsa suçlu cezasını çekmelidir ama yöntemlerin hukuka ve adalete hizmet etmesi lazım. İmamoğlu, kendisine kurulmuş bir kumpasın içinde boğuşuyor. Büyük de bir mücadele veriyor. Ben ama şunu söyledim; Türkiye’de bazı adımları erken atarsanız karakteristik özelliklerinden kaynaklı bazılarının iştihanı kabartırsınız. Bu kabaran iştaha bağlı olarak da birtakım siyasi tasfiyeleri yapma imkanını iştiha kabarana verirsiniz demiştim. Bu soruşturmaların bir tek amacı var. Bu da İmamoğlu’nun siyaseten tasfiye edilmesidir” ifadesini kullandı.