Bizde ne zaman bir bürokrat koltuğundan olsa aklıma o oyun gelir:

Rodeo.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Texas eyaletine özgü, kovboyların atları eğitmek ve ehlileştirmek amacıyla oynadıkları bir oyun.

Kitlelerin zevkle izledikleri vahşi bir yarış.

Amerikan yapımı kovboy filmlerinin değişmez sahnelerindendir.

Yabani, üzerine hiç insan bindirmemiş atın sırtına eğer koymadan binilir ve tek el ile gem tutularak oynanır.

En uzun süre atın sırtında kalabilmeyi başaran kişi yarışmanın galibi sayılır.

Yarışmaya katılan kovboyların çoğu, huysuz atın sırtına binmesiyle kendini yerde bulması bir olur.

Kimi, bazı sıyrıklarla atlatır, kimileri de gözünü hastanede açar.

Zordur ayakta kalmak…

Yarışmanın kızgın boğalarla yapılanı da vardır.

O da diğeri kadar zor ve tehlikelidir.

Şimdi nereden çıktı rodeo diye düşünenler olacaktır.

Ben huysuz atın ya da azgın boğanın sırtına benzetirim bürokrat koltuğunu.

Hele akçalı işlerle, hesap kitapla, ekonomiyle ilgili bir koltuksa…

Huysuz at gibidir…

Çılgına dönmüş boğadan farksızdır…

Zordur üzerinde uzun süre oturmak…

Dizginlere hakim olmak…

Büyük beceri ister.

Ustalık ister…

Aksi halde bir de bakmışsın ki boylu boyunca yerdesin…

O ise hala olduğu yerde öylece duruyor…

Düşüp, yara bere içinde kaldığına mı yanarsın…

Uzun süre dizginlere hakim olamayıp, ödülü kaybettiğine mi?

Zordur, yürek ister,

Zapt edecek, hakim olacak bilek ister…

Yine de cazip bir deneyimdir…

Hele bir de yola getirebilirsen huysuzu…

Bahtın ak, yolun açık demektir…