Dostlarım;
Uluslararası sermayenin 2003‘te iktidara getirdiği ve “Ilımlı İslamcı” olarak tanımladığı AKP iktidarı yani Siyasal islam bitti.
Sadece Siyasal-Sayısal İslamcılar değil, radikal sağ da bitti.
Türkiye’de Siyasal İslam’ı temsil eden AKP, radikal sağı temsil eden ise MHP’ydi.
AKP’nin İslamcılığı ve gerçek yüzü geç de olsa anlaşıldı. 23 yıldır iktidarda olan, Siyasi yasaklı olmasına rağmen parti kurup genel başkanlık yapan (!) Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gölge Başbakan, Başbakan, Cumhurbaşkanı ve partili Cumhurbaşkanı ve tek karar verici olarak yönettiği Türkiye 23 yılda inanılmaz bir ivme kaybetti.
23 yıl önce aynı kulvarda olduğumuz ülkeler, ekonomik ve sosyal olarak sınıf atlarken Türkiye Siyasal İslamcı AKP iktidarı tarafından adeta bir “Ortadoğu” ülkesi haline getirildi.
Bırakın sosyolojik olarak gerilemeyi, küçük hesapları için peş-keş çektikleri ekonomiyi artık yönetemiyorlar.
İşçiler, memurlar, emekliler, çiftçiler ayakta.
Namuslu sanayiciler isyan ediyor.
Bu iktidardan memnun olan üç kesim var:
Hazineden geçinen din tüccarları ile üst düzey AKP memurları ve yine hazineyi soyan üst düzey iş adamları (!)
Bu sağlıksız yapı artık sırıtıyor.
Troller bile AKP’yi savunamıyor.
Kendi içlerinde bölünmüş durumdalar.
Dünya lideri (!) ilan ettikleri Erdoğan aylardır Trump’tan randevu bekliyor.
Üçüncü dünya ülkesi liderlerleri iye görüşen Trump Erdoğan'a randevu vermiyor.
Ancak uluslararası toplantı falan olursa ayaküstü biraraya geliyorlar.
Yönetimi değiştirme ve etkin olma adına 10 milyon mülteciyi kabul ettiğimiz Suriye’de yönetim fiili olarak İsrail’de.
Ege’de adaların tamamını Yunanistan işgal etti!
Kıbrıs’ın geleceği belirsiz.
Ülke sorunlarından o kadar uzaklar ki, ekonomisi gibi doğası da yanıyor Türkiye'nin.
Ve İslamcı iktidar ile destekçisi azgın azınlık küplerini dolduruyor.
...
Böyle bir dönemde AB ülkelerinin Türkiye’deki beklentileri ve alacakları henüz bitmedi. Bir dönem daha AKP’nin iktidarda kalmasının kendileri için iyi olabileceğini düşünüyorlar. Bu nedenle muhalefete yönelik hukuksuz yargı ve baskılara şimdilik sessiz kalıyorlar.
Ama Türkiye’deki toplumsal muhalefetin yükselişini de dikkatle takip ediyorlar.
Özgür Özel’in liderliğinde yükselen bu toplumsal tepkiyi dikkatle izleyen AB’nin, Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere belediye başkanlarının yargılamaları başlayınca gösterecekleri tepki farklı olacak.
Benim gözlemlediğim ve edindiğim izlenim AB’nin Türkiye’ deki hukuksuzluğa sessiz kalmayacağı doğrultusunda.
Evet dostalarım;
Türkiye’de Siyasal İslam artık son dönemini yaşıyor. Erken veya zamanında yapılacak seçimde tarihin çöplüğüne atılacak; bir daha gelmemek üzere.