Televizyon haberlerini izlemekten korkar olduk.

Gazete haberlerini de…

Cinayetler…

Yaralamalar…

İşkenceler…

Sanki korku filmi gibi…

Bir şiddet furyası sarmış her yanı…

Babasını acımasızca yumruklayan mı istersiniz?

Annesini saçlarından sürükleyen mi?

Yaşlı kadının, bakıcısı tarafından tokatlanmasını mı?

Dayak yemekten yüzü tanınmayacak hale gelmiş Ukraynalı mankenin acıklı hali mi?

Cesedi bulunan kayıp çocukla ilgili gelişmeler mi?

Şiddet haberleri kuşatmış dört bir yanımızı.

Dünyayı kasıp kavuran pandemi yüzünden yaşam zaten kabusa dönmüş, birde bu dehşet haberleriyle sıkışıyor yürekler.

Alın size en ürkütücü olandan bir başlık:

''Ankara'da yamyam koca dehşeti''

Karısının parmağını ısırarak koparan adama başka ne ad konulabilir ki?

Yine Başkent'ten iki haber:

''Karısını öldüren koca, karısının patronunu da ağır yaraladı.''

''Keçiören İlçesinde 20 yaşındaki kadın tartıştığı kocası tarafından pompalı tüfekle öldürüldü.

Aktardıklarımız Ankara'da son günlerde yaşanan cinayet olaylarından yalnızca birkaçı…

Ülkenin dört bir yanında meydana gelen benzer olaylar, yaşanan endişeyi biraz daha körüklüyor.

Bitmeli…

Son bulmalı…

Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin de bu amaca yönelik çalışmaları var.

''Kadına Şiddete Hayır'' kampanyasına destek bu çalışmanın örneklerinden birini oluşturuyor.

Kampanya çerçevesinde, pandemi süresince işsiz kalan terziler için Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan atölyede dikilen turuncu renkli maskeler toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla erkek vatandaşlara dağıtıldı.

Büyükşehir Belediyesi'ni kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusundaki çalışmaları nedeniyle kutluyoruz.

Ancak, bu tür olayların önünün kesilmesi için çok daha etkin önlemlere gereksinim olduğu da bir gerçek.

Bu konuda hükümete ve ilgili tüm kurum ve kuruluşlara önemli görevler düşüyor.

Kadına yönelik şiddet olaylarına verilen cezaları düzenleyen yasa maddeleri yeniden gözden geçirilmeli.

Bu şiddetin, bu cinayetlerin ardında yatan nedenlerin ortadan kaldırılmasını, en aza indirilmesini sağlayacak düzenlemeler en kısa sürede gerçekleştirilmeli.

Aksi halde masum canlar, şiddet kurbanı olmaya devam edecek.

Sorunun beklemeye tahammülü yok.

Hem de hiç yok…