Erken ya da zamanında,

Hangisi gerçekleşirse gerçekleşsin sandık başına gitme süresi giderek azalıyor.

Hal böyle olunca seçim güvenliği konusu, ülke gündemini oluşturan konular arasındaki yerini alıyor.

Önemli bir konu…

Hem de pek çok…

Çok partili sisteme geçildiğinden bu yana gerçekleştirilen seçimler sonunda ortaya çıkan tablo hep kuşkuyla karşılandı.

Her seferinde seçimlere hile karıştırıldığı iddiaları ortaya atıldı…

Pek çok sandıkta oy torbalarının çalındığı, bazı oyların çöpe atıldığı, bazılarının yakıldığı, bazılarında da mükerrer oy kullanıldığı iddia edildi.

Söz konusu iddialara ilişkin haberler günlerce görsel ve yazılı basının önemli konuları arasında yer aldı.

Kazanan ve kaybeden taraf arasındaki atışmaların ana konusunu uzun süre ''seçim güvenliği'' oluşturdu…

İtirazlar üzerine yeniden yapılan bazı yerel ölçekli sayımlarda kiminin aldığı oylar azaldı, kimininki arttı, kazanan ve kaybeden yer değiştirdi.

Yalnızca genel seçimlerde değil, yerel seçimlerde de sonuçlara ilişkin itirazlar ortaya atıldı…

Yeniden yapılan bazı sayımlarda başkanlık el değiştirdi, İstanbul örneğinde olduğu gibi bazılarında da seçilen aday aldığı oyları ikiye, üçe katladı.

Demokrasinin temel taşlarından birini oluşturan ''Seçim güvenliği'' Sosyal Demokrasi Derneği (SDD) ve Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı tarafından kısa süre önce düzenlenen çalıştayın konusunu oluşturdu.

SDD Genel Başkanı Sami Doğan'ın yaptığı konuşma, her seferinde ''şaibe'' iddialarıyla gündeme gelen ''seçim güvenliği'' konusunda ülkemizin yerini bir kez daha gözler önüne serdi.

Doğan'ın işaret ettiği tabloda ülkemizin yeri demokrasi sözcüğünün anlam ve özünden o kadar uzak ki…

Şöyle diyor SDD Genel Başkanı Sami Doğan:

''Uluslararası değerlendirmelere göre, seçimi otoriter rejim kategorisinde yer alan ülkemiz, seçim dürüstlüğü açısından 165 ülke arasında 123'üncü sırada. Bu durum bize, ülkemizde seçim güvenliğinin, seçimlerin hukuki sorunları yanında seçimin meşruiyeti açısından potansiyel riskler barındırdığını da gösteriyor.'

Onlarca ülke arasında bulunduğumuz nokta demokrasi anlayışımız ve özümseme seviyemiz, bu konuda sınıfta kaldığımızın göstergesi.

Umalım da önümüzdeki seçimler ''seçim güvenliği'' konusundaki kırık notumuzun artıya dönüştüğü bir dönemin başlangıcı olsun.

Şaibe iddialarının maziye gömüldüğü, her seçmenin oyunu, güven duygusu içinde kullandığı, sonuçların da o güvenin pekişmesine yol açtığı bir gelişimi müjdeleyen bir adım olsun…

Yalnız ipi göğüsleyen değil, tüm ülke kazansın.