Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Cüneyd, "Keşmir Kara Günü" nedeniyle Anadolu Ajansına değerlendirmelerde bulundu.
Cüneyd, "Keşmir Kara Günü, 1947’de Hindistan askerlerinin Srinagar’a inerek Cammu Keşmir’de yasa dışı işgale başlamasını simgeleyen karanlık bir tarih olarak anılıyor. Bu gün, Keşmir halkının temel haklarının çiğnendiği ve kendi kaderini tayin etme mücadelesinin başladığı bir dönüm noktası olarak hafızalara kazınmıştır." ifadelerini kullandı.
Bu tarihin sadece geçmişi hatırlatmakla kalmadığını, aynı zamanda devam eden adaletsizliğe ve "Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararlarında garanti altına alınan kendi kaderini tayin hakkının yerine getirilmemiş olmasına" dikkati çektiğini vurgulayan Cüneyd, şu değerlendirmede bulundu:
"Keşmir Kara Günü'nün önemi sembolizmin ötesinde, modern tarihin en uzun süredir devam eden çatışmalarından birisinin çözümünde küresel toplumun ahlaki ve hukuki sorumluluğunu kabul etmesi için bir eylem çağrısıdır. Pakistan için bu gün, Keşmir halkına ve onların haklı davasına olan sarsılmaz desteğimizin bir kez daha teyit edilmesi ve Cammu Keşmir'deki statükonun ne kabul edilebilir ne de sürdürülebilir olduğunun dünyaya hatırlatılması için bir vesiledir."
Cammu Keşmir'deki seçimler "gerçek irade beyanı yerine geçemez"
Bu ay Hindistan'ın idaresindeki Cammu Keşmir'de düzenlenen seçimleri değerlendiren Cüneyd, söz konusu seçimlerin bölgedeki "gerçek bir irade beyanı" yerine geçemeyeceğini ifade etti.
Büyükelçi Cüneyd, Hindistan'ın, Keşmir'de "sahte bir normalleşme algısı yaratmaya çalıştığını" vurguladı.
Cüneyd, "Bu gülünç seçimlerin, bölge tecrit altındayken, acımasız yasalar yürürlükteyken ve Keşmirli liderler ya hapisteyken ya da ev hapsindeyken yapılmış olması, seçimlerin gayrimeşruluğunu daha da vurguluyor. Tüm süreç inandırıcılıktan yoksundur. Cammu Keşmir halkının sahte bir seçim çalışması değil, kendi kaderini tayin etme hakkını talep ettiğini unutmamak önemlidir." ifadelerine yer verdi.
Adil ve barışçıl çözüm çağrısı
Cüneyd, Keşmir'in geleceğinin, Keşmir halkının talepleri doğrultusunda ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun şekilde barışçıl çözümle şekilleneceğini belirterek, "Pakistan, bu ihtilafın yalnızca Keşmir halkının isteklerine saygı gösteren adil ve barışçıl bir çözümle sonlanacağına inanıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Büyükelçi Cüneyd, "Güney Asya'da barış ve buna bağlı olarak küresel barış, Keşmir ihtilafının çözümüne ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Pakistan, Keşmir halkı kendi kaderini tayin etme özgürlüğüne kavuşana kadar onları ahlaki, diplomatik ve siyasi olarak desteklemeye kararlıdır. Keşmir'in geleceğinin devam eden işgal ve boyundurukta değil, özgürlük, adalet ve barışta yattığına inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
İsrail'in saldırıları "küresel barışı tehdit ediyor"
Orta Doğu'daki duruma ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Cüneyd, İsrail'in Gazze ve Lübnan'a yönelik saldırılarının "bölgenin istikrarını ve küresel barışı ciddi şekilde tehdit ettiğini" ifade etti.
Sivil kayıpların giderek arttığı Gazze'de yaşanan insani krizin yürek burktuğunu ve acil uluslararası müdahale gerektirdiğini vurgulayan Cüneyd, "Orta Doğu'daki yerel çatışmaların ne kadar kolay bir şekilde geniş çaplı çatışmalara dönüşebildiğini, birden fazla aktörü içine çekebildiğini ve yıkıcı sonuçlara yol açabildiğini gördük." değerlendirmesini yaptı.
Pakistan'ın, İsrail ve Filistin arasındaki çatışmanın iki devletli çözüm temelinde barışçıl yollarla çözüme kavuşmasını savunduğunu hatırlatan Cüneyd, "İsrail ile Lübnan'daki Hizbullah ve İran da dahil olmak üzere komşularının dahil olacağı topyekun bir savaş ihtimali, bölgesel istikrar açısından yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. Pakistan tüm taraflara itidal çağrısında bulunmakta ve uluslararası toplumu durumu yatıştırmak için acil adımlar atmaya davet etmektedir." ifadelerine yer verdi.
Büyükelçi Cüneyd, sivillerin yaşamlarının ve altyapının korunması konusunda, uluslararası hukuka saygı gösterilmesinin önemine dikkati çekerek, "Hakim olan cezasızlık kültürü ve uluslararası hukukun göz ardı edilmesi acilen ele alınmalıdır. Pakistan, BM Güvenlik Konseyine bölgede barış ve güvenliği sağlama, Lübnan'ın egemenliğini koruma ve Gazze'de devam eden insani krize son verme çağrısını yineliyor. " ifadelerini kullandı.