Meğer yaşamıyormuşuz,

Ya da yaşıyormuşuz da haberimiz yokmuş.

Tabii soluk alıp vermeyi yaşamaktan sayıyorsak.

Nasırlı eller gibi, yürekler de duyarlılığını yitirmiş …

Bellekler zaten unutmaya meyyal.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın, ''4. Yıl Proje Tanıtım

Töreni'nde yaptığı konuşma, karşı karşıya bulunulan sorunları, unutulmaya yüz

tutmuş bazı değerleri anımsatıyor.

''Şeffaflık, doğruluk, adalet gibi değerler metrelerle ölçülemez, betonlara

gömülemez.'' diyor Yavaş.

Ardından da ekliyor:

''İnanıyorum ki ülkemizdeki işsizlik, kira ücretleri, enflasyon, pahalılık, yoksulluk,

yolsuzluk, hukuk, liyakat ve israf sorunlarını 14 Mayıs'ta hep birlikte çözeceğiz.''

Öyle çoklar ki,

Say say bitmiyor…

Ne dertli başımız,

Ne yaralı yüreğimiz varmış.

Her biri ayrı bir kabus,

Her biri zehirli hançer gibi…

Tüm iyimserliğini takın, moralini yüksek tutup getirme aklına…

Hatırlamamaya çalış…

Boşuna bir çaba…

Tamamına gerek yok ki, yarısını, hatta onun da yarısını anımsamak yeterli ölümün

eşiğinde olduğunu fark etmek için.

Yaşam ünitesinde makinaya bağlı hasta gibi…

Olmakla olmamak arası…

İnce bir çizgide yaşam…

Yol ayrımında ise bir sandık…

14 Mayıs sandığı…

Geleceği tayin edecek gizemli kutu…

Bakalım içinden ne çıkacak?

William Shakespeare'in Hamlet adlı eserinde geçen ünlü monologdaki gibi:

'' Olmak mı, olmamak mı? İşte bütün mesele bu…''

Tercih sizin…