• Geliştirdiğiniz bu ilaç tam olarak hangi kanserler için düşünülüyor?

İlaç adayı demeyi tercih ediyoruz hala. İlaç adayı, geliştirme aşamasının daha çok başlarında preklinik dediğimiz, aslında klinik aşamaya gelmeyen, insanda denemelere başlamayan bir aşamada. Onun için belli bir alanı odaklamak çok kolay değil şu anda. Çok geniş bir spektrumda, insanda denemeleri başlayacak. Oradaki çalışmaların sonuçlarına göre hangi alana doğru gideceği belirlenecek.

• İlacın bir benzeri var mı?

İlaç için hedefli bir kemoterapi ajanı diyebiliriz. Piyasada şu anda bu ilacın, piyasaya çıkmış bir benzeri yok ama klinik aşamada dünya çapında bizden daha önde olan Faz-1, Faz-2 aşamalarında devam eden ilaç çalışmaları olduğunu dünyada biliyoruz. Şu anda piyasada benzer bir ilaç yok.

• Peki onlar hangi alanda sürdürüyorlar?

Yine benzer hedefli kemoterapi ajanlarından bahsediyoruz. Ağırlıklı olarak katı tümörler dediğimiz genel bir başlık, solid (katı) tümörler. Yani kan kanserleri değil de bunun dışındaki organ kanserlerinin büyük bir bölümünü kapsayacak çalışmalar aslında.

• Tam olarak ne zaman insan üzerindeki çalışmaları düşünülüyor?

Bununla ilgili olarak şu anda devam eden süreçler tamamen aslında bizim dışımızdaki süreçler halini aldığı için süre vermekte çok zorlanıyoruz. İlk tahminlerimizden çok sapmış durumdayız. Onun için kurumlara başvurularımızı yaptık. Devam eden üretim çalışmaları var. Bu nedenle bunun cevabını biz de çok bilmiyoruz, devam ediyor çalışmalar.

• Peki ümit veriyor mu?

Zor çalışmalar, ilk kez yapılan çalışmalar, ilaç keşfi çok büyük risk barındıran bir çalışma. Belli bir aşamaya gelen ilaçlarla ilgili olarak heyecanlanıyoruz tabii ki. İlk kez Türkiye'de geliştirilen bir molekül insanda deneme aşamasına kadar geldi. Bu bile çok büyük bir başarı bizim için. Ama hala çok büyük risk taşıyor. Her bir faz, her bir klinik çalışma fazı birçok ilacın elendiği çalışmalar. Bunlar hala denemeler. Bizim ümidimiz çok yüksek, inanıyoruz ama bu işin doğası gereği de gerçekten yüksek bir risk var.

• Kanser alanındaki ilk molekül mü oluyor?

Türkiye'de geliştirilmiş bir molekül yok, kanser değil, hiçbir molekülümüz yok şu ana kadar piyasaya çıkmış. Tüm geliştirme fazlarını Türkiye'de geliştirmiş bir ilacımız yok.

• Boğaziçi Üniversitesi'nde mi geliştirildi bu?

Başlangıç temel aldığı çalışmalar geliştirme süreçleri Boğaziçi Üniversitesi'nde başladı. Sonrasında, 2015 yılında biz şirketimizi kurduk. Bir üniversite-sanayi işbirliği projesi bu. Şu anda 2015'ten beri bu çalışmalar şirket bünyesinde devam ediyor.

• Peki RS Research şirketi olarak başka çalışmalarınız var mı?

Şu anda ilaç pipelinemızda toplam 5 aday molekülümüz var. Hep onkoloji çalışıyoruz, hep solid tümör çalışıyoruz ama farklı endikasyonlara yöneleceğini düşündüğümüz adaylar var. Şu anda bizim en önde giden adayımız arkadan gelenlerde de gerçekten ümit vaat eden, daha iyi olduğunu düşündüğümüz moleküllerimiz de var ama yavaş yavaş sıra gelecek onlara.

• Moleküllerin daha ilaç olmadan genelde rakamlarla belirtilen isimleri var. Sizin geliştirdiğiniz molekülün ismi nedir?

Bu, Ares 139, ilk ilaç adayımızın adı.

• İlacın yan etkileri nedir bununla ilgili neler söylersiniz?

Yapmaya çalıştığımız şeyin, zaten hedefli kemoterapi dediğimiz şeyin asıl özelliği o. Biz yan etki profilini düşürüp, dozu artırmaya çalışıyoruz. Yapmaya çalıştığımız şey bu. Normal bir kemoterapiden çok daha düşük yan etkisi olsun ki, hastaya sürdürülebilir bir şekilde daha fazla doz verebilelim. Çünkü kemoterapi ajanlarının genel olarak tümörü çok iyi öldürdüğünü zaten biliyoruz ama verilmesi gereken dozu yan etkileri nedeniyle vermeye devam edemediğiniz için tümör büyümeye devam ediyor. Yoksa sitotoksik (hücreye toksik şekilde etki edip hücreyi öldüren ya da fonksiyonunu durduran maddeler) bir ajan var, siz onu hastaya verdiğiniz zaman belli bir oranda başarı kat ediyorsunuz ama hızlı üreyen tüm hücrelere, sağlam hücrelere de zarar verdiği için kan değerleri düştüğü için tedaviye devam edemiyorsunuz. Böyle sonuçları oluyor. Şu anda yapmaya çalıştığımız şey, bu sitotoksik ajanı tümöre hedeflemeyi başarmak, onun için çok daha fazla dozlarda vermeyi sağlamak ve tedavinin etkinliğini artırmak.

• Peki önünde hangi aşamalar var?

Şu anda preklinik süreci tamamladık ilk molekülümüzle ilgili olarak. Bunun insanda denenmeye başlaması için belli bir kalitede üretilmesi gerekiyor. Bu üretim aşaması devam ediyor. Aynı zamanda da klinik merkezlerle koordinasyonun sağlanıp yani hastanelerle koordinasyonun sağlanıp, doğru bir protokol kapsamında çalışmaların başlaması gerekiyor. Bu klinik faza geçiş olmuş olacak. Klinikte Faz-1, Faz-2, Faz-3 gibi adımlar var. Faz-3, ilk aşama. Bu insana bir zararının olmadığının görüldüğü aşama aslında ama onkoloji ilacına özel olarak bunun tedavi maksatlı olarak da kullanımına tanık oluyorsunuz çalışma sırasında. Faz-1 tamamlanacak, Faz-2 tamamlanacak. İlacın performansına bağlı olarak yani gösterdiği başarıya bağlı olarak Faz-2 sonrası aslında piyasaya çıkması yönünde yolu açık. Birçok ilacın aksine Faz-3'ü tamamlamadan piyasaya çıkan ilaçları da biliyoruz. Önünde böyle bir seçenek var ama eşzamanlı olarak Faz-3 çalışmaları da devam edecek. Klinikte önümüzde bu aşamalar var.

PROF. DR RANA NOMAK SANYAL HAKKINDA

Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü'nden 1994 yılında mezun olan ve kimya alanındaki doktora derecesini Boston Üniversitesi'ndeki organik sentez çalışmalarıyla alan Rana Sanyal, daha sonra Kaliforniya'da, bir biyoteknoloji şirketi olan Amgen'de araştırmacı olarak çalıştı. Sanyal, 2004 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü'nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Loreal Türkiye Genç Bilim Kadını (2008), Novartis Farmasötik ve Medisinal Kimya İlaç Tasarımı (2008) ve Türkiye Bilimler Akademisi Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (2011), Boğaziçi Üniversitesi Araştırmada Üstün Başarı (2012) ödüllerine layık görülen Prof. Dr. Sanyal, Boğazici Üniversitesi Kimya Bölümü Başkanı ve RS Research Şirketinin kurucu ortağı olarak görevini sürdürüyor.

Editör: Haber Merkezi