Pandemi yasaklarının kapsamı daraltılınca haliyle kente bir hareketlilik hakim oldu…
Cadde ve sokaklar yaşlı-genç insanlarla dolmaya başladı.
Maskeli insanlarla…
Haliyle trafikte de alışılagelmiş manzaralara sıkça rastlanılır oldu.
Araç yükünü kaldıramayan ana arterlerde, cadde ve bulvarlarda neredeyse unuttuğumuz klakson sesleri yeniden kulak tırmalamaya başladı.
Doğrusu, pandemi kabusu, insanları o ''maskeli gürültü''yü bile özler hale getirdi.
Salgın konusunda da bir yerlere gelindi gibi…
Aşı konusunda hala tereddütler var ama, vaka sayılarının ve ölüm olaylarının azaldığına ilişkin rakamlar umut veriyor.
Genel durum böyle…
Bir de normale dönüş gününü beklemekten usanıp, kendi ''normalini'' uygulamaya koyanlar var.
Vicdan istismarcılarının küçük kurbanları…
Daha yaşam maratonun ilk kilometrelerinde…
Elde kağıt mendil, kah gelip geçenlerin peşinde, kah trafikte sıkışıp kalmış araçların tepesinde…
Yavaş yavaş kendilerini göstermeye başladılar...
Onları bu yola itenler ise görüş mesafesi ayarlı ''kontrol noktası''nda…
Belediyeler, ilgili kurumlar, küçük yaştaki çocukları kullanarak insani duyguları istismara yönelik bu tür dilencilik olaylarını sonlandırmak için yoğun çaba sarf ediyor.
Bu mücadelede epey mesafe kat edildi.
Daha çok, insanların yoğun olduğu alış-veriş merkezlerinin, kafe ve restoranların önlerinde icra edilen bu olaylara uzun zamandır sıkça rastlanmıyor….
Bunda, pandemi yasakları çerçevesinde söz konusu işyerlerinin günün belli saatlerinde kapalı tutulmasının, belli yaş gruplarına uygulanan zorunlu ''ev hapsi''nin de rolü vardır her halde…
Tam normale dönüş, o konuda daha net fikir verecektir….
Geçenlerde tanık olduğum bir olay, önlemlerin etkinliği konusundaki iyimser düşüncelerimi oldukça sarstı doğrusu…
Atakule civarında bir binanın duvarına oturmuş 20'li yaşlardaki genç yerde debelenip duruyor.
Bir yanda da sayıları 3-4'ü geçmeyen çevreye saçılmış, bayatlıktan taş kesmiş simitler…
Feryatlar, zabıtanın hışmına uğradığı izlenimi yaratıyor…
Yanına yaklaşan birkaç ''kurban'' acıma duygusuyla eline para sıkıştırmaya çalışıyor.
Dikkatim sayesinde kurbanlar arasında yer almaktan son anda kurtuldum…
Aynı kişiyi, bir süre önce ORAN sitesi yakınlarındaki bir alış-veriş merkezi önünde görmüştüm.
Yine feryat figan…
Yine etrafa saçılmış 3-4 küflü simit…
Aynı senaryo,
Aynı aktör…
Umalım da sayıları yine artmasın.