Aylardır ev hapsinde tutulan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşların özgürce sokağa çıkabileceklerini öngören haber, bu gruptaki vatandaşlar tarafından memnunlukla karşılandı.

Sabah 10'dan akşam 20'ye kadar sürecek bir özgürlük…

Yasak''lı durum, yerini özgürlüğe bırakınca sokaklar doldu taştı…

Yalnız sokaklar mı?

Sahiller, parklar, bahçeler, alış-veriş merkezleri, kafeler, kahvehaneler…

Aklınıza ne gelirse…

Ya maskeler, korunma mesafesi?

Onlar hak getire…

El ele…

Kol kola…

Ölümler, ölümden beter acılar unutuluverdi birden…

Korku, özlem, yerini ''özgürlük aşkı''na bıraktı.

Kuralsız, kaidesiz…

Amiyane değişle ölümcül virüse posta koyuldu…

İyi mi oldu?

Kötü mü?

Onu zaman gösterecek…

Umalım, onlarca bilim insanının hemen her gün televizyon ekranlarından sıklıkla dile getirdikleri ''pandemiden korunmaya yönelik önlemler''de meydana gelecek ''gevşemelerin'' neden olacağı korkutucu tabloyla karşı karşıya kalmayız.

Ölümcül virüsle, gribal enfeksiyonu aynı kefeye koyup, el ele, kol kola ''boş vermişlik'' bıkkınlığına kapılmaların, ya da ''bize bir şey olmaz'' aymazlığının olası faturası ağır olmaz.

Şimdilik moral bozucu bir durum söz konusu değil…

Salgının seyrine ilişkin günlük veriler, iyiye gidişin işaretlerini veriyor.

Ama, tedbiri elden bırakmamak gerek…

Sağlık ordusunun aylardır geceli-gündüzlü verdikleri savaşı, bu uğurda harcanan emekleri boşa çıkaracak tutum ve davranışlardan kaçınmak gerekiyor.

Yeni yaşam, yeni koşullar getiriyor.

Alışmak zor…

Zor ama, ölümlere alışmak daha da zor.

Umalım da korkulu günler fazla uzun sürmesin…

Pandemi kabusu sürerken, bir başka kabusla irkildi Ankara halkı.

Posta kutularına bırakılan su faturaları neredeyse pandemiye baskın çıkacak cinsten.

Rakamlar uçmuş…

Geçen aylara ait faturaların neredeyse üç-dört misli.

Hele bazıları dudak uçuklatacak cinsten…

Asgari ücretlinin maaşını katlayacak düzeyde…

Yakınmalar tavan yapmış durumda…

Yetkililer, duyun bu sesleri…

Millet can derdinde,

Bir de fatura işkencesi yaşamasın.