Bir süreden beri “nas”lara dayalı bir ekonomi yönetimini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun talimatları doğrultusunda ekonomiyi yöneten ekonomi bürokratlarının seçimin ardından geri plana çekilerek Küresel şirketlerin yönetici ve danışmanlarının önemli devlet kurumlarının başına getirilmesi kimi çevrelerde büyük umutlara yol açtı...
Maliye Bakanlığı koltuğuna oturan Mehmet Şimşek’in bundan böyle “rasyonel” ekonomi politikalarının uygulanacağını açıklamasıyla bu umutlar büyüyerek zirve yaptı...
Bu hava yalnız iktidar çevrelerini değil yakın zamana kadar sözde muhalefet saflarında yer alan Ali Babacan ve sosyal demokrat görünen ama aslında neoliberal politikaları savunan çevreleri de sardı.
***
Buna şaşmamak gerek, çünkü muhalefetin yalnızca AKP saflarından gelen Babacan ve Davutoğlu gibi unsurları değil ana muhalefet partisinin başında bulunan Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları da tüm seçim süreci boyunca aynı havadaydı...
Kılıçdaroğlu’nun ABD ve İngiltere gezisi sırasında aradığı temiz paraları şimdi o çevrelerin gözde ekonomisti Mehmet Şimşek herhalde bol bol getirecektir...
Dolayısıyla onun da Mehmet Şimşek’i ve Gaye Erkan’ı ve onları bu göreve getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik etmesi gerekir!
***
Aslında liberaller (dolayısıyla neoliberaller) ve sosyal demokratlar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağımızın kapitalist ekonomisinde uygulanması mümkün olmayan (buna bir önceki maliye bakanı “epistemolojik kopuş” diyordu) ekonomik formüllerine karşı çıkmakta haksız değillerdi...
Ancak elli yıldan fazla bir zamandır tüm dünyayı kasıp kavuran neo-liberal ekonomi politikalar hızla çökerken en azından muhalefet liderlerinin gözlerini dünyaya çevirmeleri ve bazı gerçekleri görmeleri gerekirdi...
Lafı fazla uzatmadan sözü, bu gerçekleri görenlerden biri olan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Türkiye Temsilcisi Kerem Alkin’e bırakalım... Bu arada Prof. Dr. Kerem Alkin’in “solcu” olmadığı gibi 2010 - 2013 yılları arasında Bloomberg HT Televizyon Kanalı Genel Yayın Yönetmenliği görevini yürüten ve 16 Nisan 2013'den bu yana İstanbul Ticaret Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanlığı yapmakta olan bir akademisyen olduğunu da hatırlatalım.
***
Prof. Alkin, 17 Mayıs 2023’te Sabah gazetesinde yayınlanan "Yeni küresel tehdit: ‘Neoliberal Faşizm” başlıklı yazısında şunları söylüyor:
“12 Mayıs Cuma günkü yazımızda, neoliberal anlayışın 1990'lı yılların sonlarından bu yana artan bir tempo ile 'pazarladığı' 'hiper-küreselleşme'nin uluslararası ekonomi-politik sisteme verdiği zararları belirtmiştik. 'Hiper-küreselleşme' modelinin en hararetli savunucusu olan neoliberaller ise, pazarladıkları modelin dünyayı Küresel Borç Sorunu , Jeopolitik Gerginlikler, Tedarik Zinciri Sorunları, Küresel Siber Savaşlar Tehdidi, Enerji ve Gıda Arz Güvenliği Tehdidi ile karşı karşıya bırakmasını kabullenemediler. Bu nedenle, dünyanın önde gelen 40 ülkesinin 'küreselleşme' kavramını bir kenara bırakıp, 'stratejik özerklik' kavramına öncelik vermesine adeta delirdiler.”
***
Bu sözlerin şu günlerde “neoliberal politikalara dönüş bayramı” yapan ülkemizde söylenmiş olması şaşırtıcı mı geldi?...
Gelmesin, çünkü yalnız “solcular” ya da sosyalistler değil kapitalizmin içine girdiği neoliberal çürüme sürecinin kapitalist sistemi tehdit eder hale geldiğini gören bir çok liberal ve “sağcı” da artık Türkiye’ye empoze edilmeye çalışılan bu çürümüş sisteme karşı çıkıyor...
Sıkı durun: ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan bile bu kervana katılmış durumda...
Sullivan kısa bir süre önce Brookings Enstitüsü'nde Amerikan ekonomik liderliğini yenileme konusunda yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“ (ABD’de) Sanayinin içi boşaltıldı. Vergi indirimi, kuralsızlaştırma, kamu yatırımı yerine özelleştirme ve ticaretin serbestleştirilmesi kendi başına amaç haline geldi. Amerika sadece üretimi kaybetmedi; geleceği belirleyecek kritik teknolojilerdeki rekabet gücünü de erozyona uğrattı. Zenginler her zamankinden daha iyi durumda iken Amerikan orta sınıfı zemin kaybetti.”
(Devam edecek)