Bu enjeksiyonlar, özellikle ilaç tedavilerine yanıt vermeyen, sık atak yaşayan kronik migren hastalarında etkili sonuçlar veriyor. Uygulanan hastalarda iyileşme oranlarının yüksek olduğu belirtiliyor. Nöroloji hekimi Uzm. Dr. Rıza Caferzade yaptığı açıklamada monoklonal antikor enjeksiyonların uzun vadede daha etkili olduğunu belirtti.

Tedavi genellikle subkutan (cilt altı) enjeksiyon şeklinde uygulanıyor. Standart protokol ayda bir uygulama olmakla birlikte, bazı hastalarda iki–üç ayda bir uygulamanın da yeterli olabildiği belirtiliyor. Tedavi planı hakkında bilgi veren Caferzade, “Tedaviyi ayda bir, beş-altı ay boyunca planlıyoruz ancak bazı hastalarımızda iki üç aylık aralıklarla da olumlu yanıt aldık,” dedi.

YAN ETKİLER YOK DENİLECEK KADAR AZ

Migren enjeksiyonlarının güvenilirliği en çok merak edilen başlıklar arasında yer alıyor. Mevcut klinik uygulamalarda enjeksiyon bölgesinde hafif kızarıklık ve tahriş dışında ciddi bir yan etki bildirilmediği ifade ediliyor.

“Bugüne kadar ciddi bir yan etki gözlemlemedik” diyen Uzm. Dr. Rıza Caferzade, bu yönüyle tedavinin güvenirliğine dikkat çekiyor.

TEDAVİ KİMLER İÇİN UYGUN?

Migren enjeksiyonlarının özellikle;

- Kronik migren hastaları

- İlaç tedavilerinden yanıt almayan hastalar

- Atak sıklığı yüksek olanlar için değerlendirilmesi öneriliyor.

Tedavi yalnızca atakları azaltmakla kalmıyor; hastaların sosyal yaşam, iş hayatı ve günlük aktivitelerine dönüşünü de hızlandırabiliyor.

Farkındalık ve Doğru Bilgi Çağrısı

Migren toplumda yaygın olmasına rağmen, hastaların büyük bölümü tedaviye geç başvuruyor veya yanlış yöntemlere yöneliyor. Çamlıca Erdem Hastanesi Nöroloji bölümünde görev yapan Uzm. Dr. Rıza Caferzade, migren enjeksiyonlarının uygun hasta değerlendirmesiyle planlanması gerektiğini ve tedavi sürecinde kişiye özel ilerlendiğini belirtiyor.

Muhabir: Nursel Dilek Manavbaşı