Suudi Arabistan, İstanbul Başkonsolosluğu'na 2 Ekim'de girdikten sonra kaybolan gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürüldüğünü ve olayla ilgili 18 kişinin tutuklandığını bildirdi...

Bu açıklama, 'kaybolma' olayının aslında bir 'cinayet' olayı olduğunun açığa çıkmasından, başka bir deyişle mızrağın çuvala sığmadığının herkes tarafından görülmesinden sonra geldiği için 'malûmun ilanı' olarak görüldü...

Olayla ilgili bazı kişilerin tutuklandığının açıklanması olayın sorumluluğunun 'haddini aşan' bazı 'memurlara' yükleneceğini gösteriyor.

***

Suudi Arabistan son zamanlarda yoğun iktidar mücadelelerine sahne oluyor...

Kısaca hatırlatırsak, 2015 yılında Muhammed bin Nayif'in Kral Selman tarafından 'veliahd prens' olarak atanması bir tür yumuşak darbe olarak tanımlanmıştı...

Bundan iki sene sonra 2017 yılında Muhammed bin Nayif 'in yerine Selman'ın oğlu Muhammed bin Selman'ın 'veliaht prens' olarak ilan edilmesi ise oğulun babayı tasfiye etmesi olarak yorumlanmıştı.

***

Suudi Arabistan'ın siyasal ve toplumsal yapısında herhangi bir değişikliğe yol açmayan bu gelişmeler, rejimin geleceği konusunda soru işaretleri yaratmaktan başka bir işe yaramadı...

Bunun üzerine 'MbS' olarak adlandırılan Muhammed bin Selman, fiili iktidarına 'liberal' bir görüntü vermek amacıyla kadınların otomobil kullanmasına ve maçlara gitmesine izin verilmesi gibi bazı 'reformlar' yaptı...

Ardından ABD Başkanı Trump nezdindeki itibarını artırmak için ABD'den yüklü silah alımlarını öngören anlaşmalara imza attı.

***

Ne var ki, imaj düzeltmeyi amaçlayan bu operasyonlar, Yemen'de yapılan kanlı operasyonların, ABD'ye ödenen 'haracın' parasının çıkarılması için Katar'ın işgalle tehdit edilmesinin, Suudi milyarderlerinin gözaltına alınıp 'fidye' istenmesinin, Lübnan başbakanının fiilen kaçırılarak zorla istifa ettirilmesinin gölgesinde kaldı...

Bardağı taşıran damla ise gazeteci Kaşıkçı'nın bir belge vermek bahanesiyle İstanbul başkonsolosluğuna davet edilerek orada öldürülmesi oldu...

Suudi Arabistan'ın 'imajına' büyük zarar veren bu cinayet, dünya bankalarında tutulan dev 'petro-dolar' stoklarına ve İsrail ile ABD'nin çok yönlü desteğine karşın rejimin siyasi manevra imkanlarını iyice sınırladı.

***

Bu manevraların odak noktasında İran'a karşı Suudilerin öncülüğünde kurulması düşünülen Arap NATO'su projesinin yer aldığı biliniyor...

Kaşıkçı'nın öldürülmesinin ABD ve İsrail'in Türkiye'nin de bu projede yer alması için büyük çaba harcadığı bir zamana denk gelmesi bu açıdan ilginç bir 'tesadüf'...

Bu 'tesadüf', 'Acaba Suudiler, Türkiye'nin bu projeye katılmasını istemedi mi?' sorusunu akla getiriyor.

***

Saikler ne olursa olsun, Suudi rejiminin, cinayetin sorumluluğunu bir kaç 'memura' yükleyerek bu işin içinden sıyrılması çok zor...

AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş'un 'Herhangi bir ülkenin konsolosluğunda işlenen bir suçun, hele hele orada kamu görevlisi olan insanlar tarafından işlendiği iddia edilen bir suçun oradaki resmi görevlilerin bilgisi olmaksızın, hatta o ülkenin resmi yetkililerinin bilgili olmaksızın işlenmesi mümkün değil. Dolayısıyla, bunu falanca işledi, diyerek herhangi bir şekilde bu suçun üzerinden, eğer suç kesinleşirse Suudi yönetiminin bir şekilde sıyrılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.' demesi bunu gösteriyor...

ABD'de Trump'ı zorlayan tepkilerin giderek artması da önümüzdeki dönemde bu ülke tarafından Suudi rejimi kullanılarak yapılması düşünülen bazı girişimlerin önünü tıkayacakmış gibi görünüyor.

***

Kısacası, Ortadoğu'nun geleceğini belirlemek isteyen Suudi Arabistan, kumanda ettiği milyar dolarlar ve elindeki silah gücüne karşın her geçen gün uluslararası itibarını biraz daha kaybediyor...

Bu durum, hiç kuşkusuz Suudilerin devirmeyi amaçladığı İran ve Suriye rejimlerinin elini güçlendiriyor...

Riyad yönetiminin son bir çabayla, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo'nun Suudi Arabistan'ı ziyareti sırasında PKK'nın Suriye kolu YPG'nin omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne vermeyi taahhüt ettiği 100 milyon dolarlık yardımı ABD hükümetine ait hesaplara yatırması ise Türkiye ile ilişkileri daha da kötüye götürecek yeni bir hamle olarak görünüyor.