Önceki yazımızda, 'Cumhur İttifakı'nın genişletilmesine yönelik girişimlere yapılan itirazlar, yalnızca aralarında Büyük Birlik Partisi'nin de bulunduğu Cumhur İttifakı içindeki bazı güçlerden gelmekle kalmıyor, İttifaka katılacak partilerin içinden de tepkiler geliyor' demiştik...

Nitekim, Yeniden Refah Partisi (YRP) Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi, eski Kocaeli il Başkanı Mehmet Aras, partilerinde genel eğiliminin Cumhur İttifakı ile ittifak yapmamak olduğunu belirterek partisinin, Cumhur İttifakı'ndan karşılanmasını istediği talepleri 30 madde halinde sıraladıklarını açıkladı...

Aras, bu açıklamayı yaparken ittifak konusunda kendi fikrini belirtmeyi de ihmal etmedi:

'Tayyip Bey ile aynı dönemde, aynı partide belediye başkanıydım. Milli Görüş elbisesini çıkarıp papaz elbisesini giydi. Eş başkanlık yaptı. Irak'ın bombalanmasını kabul etti. Bana Ankara'nın tapusunu da verseniz ben 'evet' diyemem. Yarın Allah'a hesap vereceğiz'.

***

Bu konuyu tartışırken geçen yıl yaşanan bir olayı hatırlamakta yarar var...

YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan, 2022 Mayıs ayında cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olarak 'Seçim ikinci tura kalırsa Erdoğan'ı destekleriz' demiş, daha sonra bu kararından dönmek zorunda kalmıştı...

Bu dönüşün gerekçesini de şöyle açıklamıştı:

'Kılıçdaroğlu'yla Erdoğan kalırsa demiştik ama başımıza gelmeyen kalmadı. O kadar ciddi tepkiler oldu ki, biz de şaşırdık. Mesela özellikle Konya'da, bu sözümüzden dolayı rahatsız olanlar oldu. Partimizin içinde bu konuda rahatsızlıklar oluştu. Biz de öyle bir noktaya geldik ki, söyleyeceğimiz öyle bir şey olsa bile biz Tayyip Erdoğan'a destek olmayacağız. Biz her iki adayı da kendi haline bırakıp belki de hiçbirine oy vermeyeceğiz deme noktasına geldik. Bu çok önemli bir şey. Yani AK Parti'nin oylarındaki erimeyi, Tayyip beyin de şahsi cumhurbaşkanlığı noktasındaki oylarının erimesini gösteren bir şey. Hele hele Konya'da bunun olması... Şu anda 'Kılıçdaroğlu ile Tayyip Bey de kalsa, yine de Tayyip beye vermeyelim, biz ikisine de vermeyelim' deme noktasına insanlar gelmişler. Bu kadar olacağın biz de beklemiyorduk.'

***

Bilindiği gibi YRP'nin 30 maddelik liste halinde sıraladığı destek koşullarında yalnızca 'denk bütçe', 'borçlanma konuları' gibi maddeler değil, '6284 sayılı yasanın aile bütünlüğünü bozucu hükümlerinin ayıklanması', 'Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin düzenlemelerden vazgeçilmesi' gibi AKP içinde bile tepki yaratan maddeler de var...

Bu tepkiler nedeniyledir ki, AKP yönetimi 30 maddelik talepler listesini yok farz ederek 'işi bozmamaya' çalışıyorlar...

Örneğin, AKP Başkanvekili Binali Yıldırım, Yeniden Refah Partisine sadece nezaket ziyareti yaptıklarını söylemiş, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair kanun ile ilgili olarak 'Bu detayları hiç konuşmadık' demişti...

AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş da, 'Bu tür konuların hiçbiri masamızda değil. Bir koalisyon protokolü imzalanmıyor.' dedikten sonra,'Kadın ve ailenin ayrıymış gibi gündeme getirilmesini doğru bulmayız. 6284 bu seçimin gündemi değildir.' diyor...

Ne var ki, YRP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal'ın açıklaması Kurtulmuş'un açıklamasını doğrulamıyor. Aydal, görüşmelerde gelinen son aşamaya ilişkin bilgileri aktarırken, ittifaka sundukları 30 maddenin AK Parti tarafından olumlu karşılandığını söylüyor.

***

AKP'nin HÜDA-PAR hamlesi de Cumhur İttifakı içinde sorun yaratacak gibi görünüyor...

MetroPOLL Araştırma'nın kurucusu Özer Sencar, bu 'hamle' getirdiğinden fazlasını götürecek' dedikten sonra şu yorumu yapıyor:

'Ben Erdoğan'ın neden böyle bir hata yaptığını anlamıyorum. İttifakı genişletme hamlesi olsa da değil. Bu HDP'den çok farklı bir şey. Bir araştırmamız yok ama geçmişi belki de MHP'li seçmen üzerinde etkili olabilir'.

Bu arada HÜDA PAR'ın 2018'deki son genel seçimlerdeki oy oranının yüzde 0,31 olduğunu da hatırlamak gerekiyor.

***

Halen Cumhur İttifakı içinde bu 'hamle' konusunda şüphelerini dışa vuran tek güç, ittifakın küçük ortağı BBP...

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, HÜDA PAR'ın parti programında onaylamadıkları ve kabul etmedikleri maddeler olduğunu açıklayarak şunları söylüyor:

'Kabul etmeyeceğimiz şeyler var. Ne gibi; Anadilde eğitim gibi, Anayasadan Türklük kavramının çıkarılması gibi, özerklik gibi... Şimdi bu ifadelerin hepsini söylemiyorlar. Ama programlarında bizim kabul edemeyeceğimiz şeyler var.'

(Devam edecek)