İç politika,

Dış politika…

Kim ne demiş,

Kim kime çatmış?

Umurunda bile değil…

Onlar şimdi kışı nasıl geçireceğinin derdinde.

'Onlar'dan kasıt, dar gelirli elbette…

Daha ayın ikinci haftasında cüzdanında metelik kalmayan, ödenmeyen ekstreler yüzünden yasal takibe alınan çaresizler ordusundan gayrı kim olabilir ki sözünü ettiğimiz 'onlar'

O kadar çoklar ki…

Cepte kuruş kalmamış, borçlar sıradağlar gibi uçsuz bucaksız…

Yetmezmiş gibi bir de yağmurun, çamurun, soğuk karlı günlerin derdine düşmüş şimdiden.

Eylül ortalarında düşme eğilimine giren sıcaklıklar, gelecek aylarda kapıyı çalacak soğukların işaretlerini verince, herkesi bir düşünce aldı…

Başta dar gelirliler olmak üzere toplumun büyük kesimi art arda gelen yüksek oranlı zamlar yüzünden korkulu rüya haline gelen doğal gaz faturalarını nasıl karşılayabileceğinin hesaplarını yapıyor…

Uzun vadeli meteorolojik tahminler ise 'battaniye altı'' günlerin kapıda olduğunu gösteriyor.

Tedbiri elden bırakmamak, cüzdan derdine düşmüşken sağlığı da yitirmemek lazım.

Sağlık denince de akla hastanelerde yaşanan saldırı olayları akla geliyor…

Başta doktorlar olmak üzere tüm sağlık personeline yönelik maganda saldırıları çığırından çıkmış durumda.

Hemen her gün yeni bir saldırı olayıyla karşılaşmak toplumun genelinde nefret ve üzüntü ile karşılanıyor.

Küresel salgının her gün onlarca, yüzlerce can aldığı günlerde hastaların sağlığına kavuşmaları için yoğun çaba sarf eden, günün yorgunluğunu hastane koridorlarının soğuk zeminlerine uzanarak gidermeye çalışan doktorlara, hemşirelere bazı hasta yakınları tarafından yapılan saldırıların tekrarlanmasını önleyecek önlemler eksiksiz alınmalı.

TV ekranlarında günlük asayiş olaylarını yansıtan haberler ise içinde bulunulan stresli ortamın aynası gibi…

Taşlar, sopalar, yumruklar…

Kimilerinin elinde tabanca…

Cinayetler…

Karısını öldüren mi istersin,

Arkadaşını boğazlayan mı?

İzlemesi bile sinir bozuyor,

Ürkütüyor…

Sorun büyük…

Sorun acil çözüm bekliyor…