Gürer, “21 Temmuz 2024 tarihinde net asgari ücret 17 bin 2 TL idi ve bu ücretle bir çalışan 2 bin 536 TL olan gram altın fiyatı üzerinden 6,7 gram altın alabiliyordu. Ancak 21 Temmuz 2025 itibarıyla net asgari ücret 22 bin 104 TL’ye yükselmesine rağmen, aynı tarihte gram altın fiyatı 4 bin 409 TL’ye ulaştı. Bu durumda asgari ücretle ancak 5 gram altın alınabilir hale geldi” diye konuştu.
Gürer, verilere göre asgari ücretin altın karşısında yaklaşık yüzde 25 oranında bir alım gücü kaybı yaşadığını belirterek, “Bu da çalışanların maaşlarının, yüksek enflasyon ve kur artışları karşısında eridiğini ortaya koyuyor.” dedi.
En düşük emekli maaşının da alım gücü kaybı yaşadığını belirtenGürer, “21 Temmuz 2024 tarihinde 12 bin 500 TL olan en düşük emekli maaşı ile 4,9 gram altın alınabiliyordu. Ancak 21 Temmuz 2025 tarihinde bu maaş 16 bin 881 TL’ye yükselmesine rağmen, artan altın fiyatları nedeniyle alınabilen gram altın miktarı 3,8’e kadar geriledi. Bu da emekli maaşlarının altın karşısında yaklaşık yüzde 22'lik bir erime yaşadığını gösteriyor,” şeklinde konuştu
"ASGARİ ÜCRET ALIM GÜCÜNÜ KORUSAYDI EN AZ 29 BİN 500 LİRA OLACAKTI"
Gürer’e göre, eğer asgari ücret 2024 yılındaki alım gücünü korusaydı, yani çalışan yine 6,7 gram altın alabilseydi, bugünkü gram altın fiyatı (4 bin 409 TL) üzerinden asgari ücretin en az 29 bin 540 TL olması gerekirdi. Mevcut asgari ücretle kıyaslandığında yaklaşık 7 bin 436 TL’lik bir eksik ödeme söz konusu.
Aynı hesaplamaya göre, en düşük emekli maaşı da 4,9 gram altın alabilecek seviyede tutulmak istenseydi, 2025 Temmuz itibarıyla 21 bin 598 TL olması gerekiyordu. Mevcut emekli maaşı ile kıyaslandığında bu da 4 bin 717 TL'lik bir kayba işaret ediyor." dedi.
"MAAŞ DEĞİL YOKSULLUK ARTIYOR"
Gürer, maaşların nominal olarak artırıldığını ancak vatandaşın cebine giren paranın gerçek anlamda değer kaybettiğini söyledi. Gürer, “Yüksek enflasyon ortamında yapılan maaş artışı enflasyonla cebe girmeden eriyor ve maaş artışı yapılmış gibi gösterilse de, asgari ücretli ve emekli için hayat daha da pahalı hale geliyor. Gerçekte maaş değil, yoksulluk artıyor” dedi.
Alım gücünün hızla düştüğünü ve halkın borçla ayakta kalmaya çalışıtığını vurgulayan Gürer, "Maaşların düşüklüğü alım gücünü etkiliyor. Ticarette tıkanıyor. Nüfusun çoğunluğu asgari ücret ve emekli maaşı ile yaşadığı dikkate alındığında maaş artışı düştükçe alım gücü düşüyor. Yaşam zorlaşıyor. Temel giderlere dahi maaş yetmez oluyor. Başta gıda her alanda sorunlar ağırlaşıyor. Emekli maaşı ve asgari ücret açlık sınırı altında olmamalı ki bir nebze geçim sorunu esnesin. Mevcut durum yarı tok yaşama neden oluyor. Tüm maaşlarda iyileştirme sağlanmalıdır.” diye konuştu.
Çözümün sadece nominal artışlarda değil, alım gücünün korunmasında olduğunu belirten Gürer, “Ücret artışları reel alım gücüne göre yapılmalı. Altına, gıdaya ve kiraya karşı alınabilen ürün miktarına bakarak gerçek maaş belirlenmeli.” çağrısında bulundu.