Dünya MS Günü 2024-2026’nın teması ‘tanı’dır. Kampanyanın adı “My MS Diagnosis (Benim MS Tanım”, sloganı ise ‘MS’i birlikte yönetmek’ olarak belirlenmiştir.
Bu kampanya, MS hastalığı ile yaşayan herkes için erken ve doğru tanı savunuculuğu yapmaktadır. MS tanısı koymanın önündeki küresel engelleri vurgulayarak gerçek hikayeleri ve verileri paylaşarak farkındalığı arttırmak amaçlanmaktadır. Sağlık profesyonelleri için daha iyi MS eğitimi, yeni araştırmalar ve MS tanısında klinik gelişmeler talep edilmesi bu önemli günün amaçları arasındadır.
“MS’İN BELİRTİLERİNE DİKKAT”
İstanbul Aile Hekimliği Derneği (İSTAHED) Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Selda Handan Karahan, Multipl Skleroz (MS) hastalığı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Merkezi sinir sisteminin (beyin ve omurilik) en yaygın hastalıklarından biri olan MS’in dünya çapında yaklaşık 2,9 milyon kişiyi etkilediğini belirten Dr. Karahan, şunları söyledi: “MS, iltihaplı bir demiyelinizan hastalık olarak tanımlanıyor ve sinirleri izole eden yağlı bir madde olan miyelinin hasarı sonucu ortaya çıkıyor. Bu hasar, sinirlerin elektriksel uyarıları iletme şeklini etkileyerek çeşitli nörolojik semptomlara yol açıyor. Belirtiler arasında bulanık görme, uzuvlarda zayıflık, karıncalanma hissi, dengesizlik, kabızlık, cinsel fonksiyonlarda azalma, hafıza sorunları ve yorgunluk gibi bulgular yer alabiliyor.”
KADINLARDA DAHA YAYGIN GÖRÜLÜYOR
MS’li bireylerin çoğuna 20 ila 40 yaş arasında tanı konulduğunu belirten Dr. Karahan, hastalığın kadınlarda erkeklere oranla iki-üç kat daha yaygın görüldüğünü ifade etti. MS’in kesin bir tedavisi bulunmamakla birlikte, hastalığın seyrini değiştirebilecek çeşitli tedavi yöntemlerinin mevcut olduğuna dikkat çekti. MS International Federation (MSIF) ve üyeleri tarafından 2009 yılında başlatılan Dünya MS Günü ile toplumda farkındalık oluşturulması hedefleniyor. Bu kapsamda farklı ülkelerden gelen temsilcilerle kampanya temaları belirlenerek yüz binlerce kişiye ulaşılıyor. MS’in farklı formlarının bulunduğuna değinen Dr. Karahan, dört ana MS tipi olduğunu belirtti:
-Klinik İzole Sendrom (CIS),
-Nükseden-düzelen MS (RRMS),
-Sekonder progresif MS (SPMS),
-Primer ilerleyici MS (PPMS).
Her bireyin farklı semptom kombinasyonları yaşadığını söyleyen Dr. Karahan, özellikle Klinik İzole Sendromun erken tedavisinin, yüksek risk altındaki bireylerde MS gelişimini geciktirebileceğine dikkat çekti. MS tiplerinin karakterizasyonunun, tedavilerin etkinliği açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.
Hastalığın otoimmün bir yapıda olması nedeniyle önlenemeyeceğini belirten Dr. Karahan, genetik ve çevresel faktörlerin MS gelişiminde etkili olduğunu söyleyerek, “MS’e yol açabilecek faktörler arasında genetik yatkınlık, bağışıklık sistemi bozuklukları, viral enfeksiyonlar (örneğin Epstein-Barr virüsü, Varisella virüsü), kronik sigara kullanımı ve düşük D vitamini düzeyleri yer alıyor.” dedi.
Kontrol edilebilir risk faktörlerine dikkat çeken Dr. Karahan, bağışıklığı güçlendirmek adına sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, sigaradan uzak durma ve güvenli güneş maruziyetiyle yeterli D vitamini seviyesinin sağlanmasının önemini vurguladı.
MS için spesifik bir testin bulunmadığını ifade eden Dr. Karahan, hastalığın teşhisi için kullanılan başlıca tetkikleri şöyle sıraladı:
-MRI görüntüleme,
-Beyin omurilik sıvısının analizi,
-Uyarılmış yanıt testleri (görsel, işitsel, somatosensoriyel).
Son olarak, aile sağlığı merkezlerine yorgunluk, halsizlik, ellerde uyuşma, hafıza kaybı ve görmede bulanıklık şikayetleriyle başvuran hastalarda ayırıcı tanıda mutlaka MS hastalığının da düşünülmesi gerektiğini belirten Dr. Karahan, ayrıntılı bir fizik ve nörolojik muayenenin önemini vurguladı.