Kalp damar hastalıkları, dünyada ve Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre her yıl 18 milyondan fazla insan kalp ve damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu hastalıkların önlenmesi için genellikle beslenme, sigara, egzersiz ve tansiyon kontrolü gibi faktörler gündeme gelirken, uzmanlar çoğu kişinin göz ardı ettiği ama son derece kritik bir bağlantıya dikkat çekiyor: Ağız ve diş sağlığı.
Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Melda Nuray Surören, kötü ağız bakımının damar sağlığını doğrudan etkilediğini vurgulayarak, “Ağız içindeki bakteri ve iltihap kaynakları, kan dolaşımına karışarak damar iç yüzeyinde hasar oluşturabilir. Bu da ateroskleroz dediğimiz damar sertliği sürecini hızlandırır” dedi. Doç. Dr. Surören, ağız sağlığı ile kardiyovasküler hastalıklar arasındaki bağın son yıllarda çok daha net bir şekilde ortaya konduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı: “Periodontal hastalıklar, yani diş eti iltihapları, sadece çene kemiğini ve dişleri etkilemekle kalmaz. İltihaplı diş etlerinden kana karışan bakteriler ve toksinler, vücutta yaygın inflamasyona neden olur. Bu durum, damar duvarlarının iç yüzeyini kaplayan endotel tabakasında bozulmalara yol açar. Endotel hasarı, kolesterol birikimini kolaylaştırır ve plak oluşumunu hızlandırır. Sonuçta kalp krizi, beyin felci ve periferik damar hastalıklarının görülme ihtimali artar.”
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR BAĞLANTIYI KANITLIYOR
Yapılan uluslararası araştırmalar, diş eti hastalıkları olan kişilerde kalp krizi riskinin yüzde 20 ila yüzde 30 daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Amerikan Kalp Derneği’nin (AHA) yayınladığı bir raporda, ileri derecede diş eti hastalığı bulunan bireylerde, sağlıklı diş etine sahip olanlara kıyasla kalp krizi geçirme ihtimalinin belirgin şekilde arttığı belirtildi. İsveç’te 15 yıl süren bir takip çalışmasında, diş eti hastalığı tedavisi görmeyen kişilerde kalp damar hastalıklarından ölüm oranının, düzenli diş bakımına özen gösterenlere göre yüzde 28 daha fazla olduğu saptandı. Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yapılan bir araştırmada ise diş eti iltihabının neden olduğu sistemik iltihaplanmanın, “C-reaktif protein” (CRP) seviyelerini yükselttiği ve bunun kalp damar hastalıklarının güçlü bir habercisi olduğu gösterildi.
TÜRKİYE’DE DURUM DAHA CİDDİ
Türkiye’de ağız ve diş sağlığı konusunda tablo endişe verici. TÜİK verilerine göre, yetişkinlerin yüzde 75’i yılda bir kez bile diş hekimine gitmiyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2023 verileri, yetişkin nüfusun yüzde 85’inde diş eti hastalığı bulunduğunu gösteriyor. Türkiye Dişhekimleri Birliği’ne göre, düzenli diş fırçalama alışkanlığına sahip olanların oranı yalnızca yüzde 25 civarında. Doç. Dr. Surören, bu rakamların sadece ağız sağlığı değil, aynı zamanda kalp ve damar hastalıklarının yaygınlığı açısından da alarm verici olduğuna dikkat çekti: “Ülkemizde kalp damar hastalıklarının en önemli nedenlerinden biri kronik inflamasyon. Ağız içindeki kontrolsüz enfeksiyonlar, bu inflamasyonun sürekli hale gelmesine yol açıyor. Bu nedenle diş fırçalamak, aslında kalbi korumanın da bir yolu.” Toplumda ağız ve diş problemlerinin daha çok ileri yaşlarda ortaya çıktığı düşünülse de Surören, bu algının yanlış olduğunu vurguladı: “20’li yaşlarda başlayan diş eti çekilmeleri, çürükler ve ağız içi yaralar, ilerleyen yaşlarda kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkiler bırakır. Genç yaşta edinilen kötü ağız bakım alışkanlıkları, yıllar sonra kalp krizi riskini artırabilir.”
AĞIZ BAKIMINDA 4 ALTIN KURAL
Doç. Dr. Surören, hem ağız sağlığını hem de kalp sağlığını korumak isteyenler için uygulanması gereken temel alışkanlıkları şöyle sıraladı:
Günde en az iki kez diş fırçalama: Doğru teknik ve florürlü macun kullanımı şart.
Diş ipi veya arayüz fırçası kullanımı: Plak ve yemek artıkları, diş fırçasının ulaşamadığı bölgelerden temizlenmeli.
Düzenli diş hekimi kontrolü: Yılda en az iki kez muayene olmalı.
Sağlıklı beslenme: Şekerli ve asitli gıdalar azaltılmalı, sebze-meyve tüketimi artırılmalı.
“KALP SAĞLIĞI AĞIZDAN BAŞLAR”
Surören, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Kalp cerrahları olarak biz, ameliyat öncesi hastalarımıza ağız sağlıklarını mutlaka kontrol ettiriyoruz. Çünkü vücudun giriş kapısında oluşan her türlü iltihap odağı, kan yoluyla tüm organlara yayılabilir. Sağlıklı bir kalp için sağlıklı bir ağız şarttır.”