Rıfat Ilgaz, “Cide, doğduğum eşsiz, benzersiz memleket. Ne iyi etmiş de anam beni bu cana yakın memlekette doğurmuş!.. Her şeyimi yitirdiğim günlerde Cide’nin belleğimin duvarlarına yansıyan görünümü ile dirilir, yaşama gücümü tazelerdim.” der “Sarı Yazma” adlı romanında…
Ilgaz sadece “Sarı Yazma”da değil daha pek çok yapıtında doğduğu toprakları ve insanlarını anlatır; “Karadeniz’in Kıyıcığında” , “Halime Kaptan” , “Yıldız Karayel” , “Kumdan Betona” , “Bacaksız Tatil Köyünde”.Ünü kendisini bile geçen “Hababam Sınıfı”da Kastamonu Muallim Mektebi anılarıdır…

*

Rıfat Ilgaz’ın sanat anlayışının şekillenmesinde Cide’de yaşadığı ve tanık olduğu olayların da rolü büyüktür.“Halkı, köylüyü, kıtı kıtına yaşayan insanları burada tanıdım. Çocukluğumun öyle duyarlı yılları oldu ki onlara uymak için gününe göre ayağımdan pabuçları çıkarıp yalınayak gezdim. Gününe göre özenti de olsa, okul arkadaşlarımın çoğunluğuna uyarak çarık geçirdim ayaklarıma.

Köylü kadınlarının hâlâ bugün bile üstlerinden atmadıkları sarı yazmayı, önlüğü, kırmızı paçalığı giydiririm, gözümün önüne getirdiğim tüm köylü kadınlarına.Belleğim onların ayrıntılarıyla dolu, imgelerim onların görünümleriyle beslenip gelişir…”

***

“Sarı Yazma”, Rıfat Ilgaz’ın hem otobiyografik romanının adı, hem de Cideli kadınların vazgeçemediği bir aksesuarı.Rıfat Ilgaz 1970’li yılların sonunda çocukluğunun geçtiği Cide’sine yerleşir.“Cide’nin Geri Kalmışlığı” konusunda yapılan bir etkinliğe davet edilir. Gençlerin de ilgi gösterdiği söyleşide Cide’nin genç kaymakamı Sudi Bey, Cide’nin geri kalmışlığının nedenlerini açık açık anlatır:“Altyapı kuruluşları olmadan bir memleket nasıl kalkınabilir…”
“Yol daha yeni yapılmış, liman kuruluş halinde.”Daha çözülmesi gereken pek çok sorundan bahseder genç kaymakam. Söz Rıfat Ilgaz’a geldiğinde; “Üretim olmadan kalkınma olmayacağını anlatırken ileride burası turistik bir kent olunca gelenlere memleketimiz ürünlerinden neler satabileceğimizi, her şeyini dışarıdan getirmek zorunda kalan gelenlerin, ne bırakacağını sordum. Hani, nerde dedim, yağ, yumurta, süt, peynir, et, balık gibi ürünler, kendimize yetiyor mu ki satalım…” der. Ancak söylemediği tek bir şey vardır:“Söyledim geri kalmışlık nedenlerini ama, memleketin üretim düzenini değiştirmekle çözümlenebileceğini söyleyemedim.”Cide ve halkının kendisine çok şey verdiğini her zaman gururla söyleyen Ilgaz onlar için bir şeyler yapmaya kararlıdır.Rıfat Ilgaz çevreden gelen tepkilere rağmen Cide’nin sorunlarını ele alan piyesler yazar. Özellikle “Uzun Eşek” adlı oyunu geçimlerini halkı sömürerek sağlayanların çok tepkisini çeker…

***

“Geri kalmışlığın suçlularını değil, nedenlerini arayıp bulmak için didiniyorlardı…” dediği Cideli gençler Rıfat Ilgaz’ı umutlandırıyordu, heyecanlandırıyordu.Bu gençler Cide’nin geleceğiydi.Düşündüklerinin, onların çabasıyla filizlenmeye başlayacağına inanıyordu.Cideli aydınlarla birlikte tutuklanıp Kastamonu Et ve Balık Kurumu mezbahasına kapatılıncaya kadar çalışmalarına devam etti:Tavan aralarına kaldırılan, dokuma tezgahlarının çalışır hale gelmesi için çalıştı.Cideli balıkçıların kooperatifleşmesi için çalışmaları başlattı.

Cide’deki defne yaprağının değerlendirilmesi için de girişimde bulunmuş hatta “Kumdan Betona”nın kahramanı Mühendis Nejat, Defne Yaprağı İşleme Tesisleri yapmıştır. İlk üründe alınmış, fakat sonraları çeşitli nedenlerden dolayı işletilememiştir.
Cide motorlu taşıyıcılar kooperatifinin kurulmasına da öncülük etti.Rıfat Ilgaz, Cide’nin kalkınması, halkının yoksulluktan kurtulması için onlarla birlikte mücadele etti.“Turizmin burayı çok çabuk kalkındıracağını ta o zamanlar görmüştü. Rıfat Ilgaz balıkçılığı, turizmi teşvik etti, ileriyi de gördü. Memleketin gözünü açtı…”

***

 Rıfat Ilgaz’ın 1911 yılında doğduğu ev Cide Belediye Başkanı Nejdet Demir, Çınar Yayınları, Ilgaz Ailesi ve Fida Film’in de katkılarıyla aslına uygun olarak yeniden yaptırılarak Rıfat Ilgaz Müzesi haline getirildi. Müzede Rıfat Ilgaz’ın fotoğrafları, el yazıları, özel eşyaları sergileniyor.Cide Kaymakamlığı tarafından, Muharrem Baz yönetiminde Cide’deki İlköğretim okullarında okuyan öğrencilerden oluşturulan Rıfat Ilgaz Çocuk Korosu kuruldu. Koro yerel şarkıların yanında Muharrem Baz tarafından bestelenen Rıfat Ilgaz şiirlerini de yorumluyor. Rıfat Ilgaz’ın adı hemen hemen her yapıtında anlattığı memleketinde açılan bir yüksek okula verildi.Ülkemizde ilk kez bir yazarın adı doğduğu topraklarda bir yüksek okula verildi. Rıfat Ilgaz Meslek Yüksek Okulu ilk mezunlarını verdi bile.Rıfat Ilgaz sadece bir yazar değil doğduğu toprakları bugünkü düzeyine ulaşması için uğraş vermiş ender entelektüel bir kimliğe de sahiptir.Bunu başaran nadir insanlar arasında yerini almıştır…