Yolcu ile şoför arasında,
Satıcı ile alıcı arasında
Kasap, bakkal, manav, pazarcı ile müşteri artasında
Kadınla kadın
Erkekle erkek, gençle genç arasında
Velhasıl hemen her yerde tanık olabileceğiniz tartışmaların ileri evresinde taraflardan biri tarafından söylenen rakibi sindirme, gözünü korkutma amaçlı buram buram ''tehdit'' kokan sözdür:
''Kim olduğumu biliyor musun?''
Genelde amaç ''arkam sağlam'' havası yaratarak muhatap olduğun kişinin gözünü korkutmak, sindirip geri adım atmasını sağlamaktır.
Sığınılacak son kale artık tedavülden kalkmak üzerdir.
Zira kimse yemiyor o tür atarlanmaları..
Genelde, muhatabın ''bilmesem ne olacak lan'' karşılığı baskın çıkıyor artık.
Tartışma çoğunlukla ya ''kimim'' bilmecesini soran kişinin dayak yemesiyle, ya çevredekilerin araya girmesiyle son buluyor.
Bazen de iş uzuyor da uzuyor…
Ta ki, karakolluk oluncaya kadar.
Pazar yerinde alıcı ile satıcı arasında ''benim kim olduğumu biliyor musun'' noktasına gelen tartışmayı görünce, epey zaman önce Tv haberlerinde yer alan tbenzer bir olayı anımsadım.
Motosikletli genç, trafik kontrolü yapan görevlinin ehliyet ve kimliğini göstermesi yolundaki talebine şiddetle karşı çıkıyor, biraz da efelenerek olumsuz yanıtlar veriyor.
Trafik polisinin geri adım atmayacağını sezinleyen bıçkın genç, son çare olarak, klasik yönteme başvuruyor.
''Benim kim olduğumu biliyor musun'' diye gürlüyor, ardından da cep telefonundan bir numara çevirerek çıkan kişiye gırtlağını yırtarcasına ''bana teşkilatın numarasını verin'' diye bağırmaya başıyor.
Bir öfke, bir celallenme ki anlatılır gibi değil.
Sonra ne mi oluyor?
Numarasını kimse yemiyor.
Ama O, gerekli cezayı yiyor…
Şimdilerde öyle efelenmeler filan hikaye..
Artık kim olduğun önemli değil.
Kim olmadığın önemli…