•Ergenlikteki depresyon nedir?
Ergenlik dönemi depresyonunda bireyler, sabırsızlık, huzursuzluk ve asabi davranışlar gösterirler. Okul başarılarında düşüş gözle görülür seviyede olabilmektedir. Bazen de okullarda çocuklardan aşırı beklentilerde depresyona sebep olabilmektedir. Eleştirilmeye karşı hassasiyet geliştirirler, eleştirilmemek adına pek çok deneyimden ve girişimden kendilerini mahrum bırakırlar. Sosyal hayatları da etkilenir. Sosyal çevresinden hızla uzaklaştığı gibi farklı gruplara dahil olma isteği de oluşabilir.
'KALICI PSİKOLOJİK SORUNLARA YOL AÇABİLİR'
•Ergenlik dönemindeki ruhsal sorunlara ilişkin belirtiler nasıl şekillenir?
Ergenlik, bir gelişim dönemidir. Zihinlerde genellikle sorun, çatışma, gerginlik ile özdeşleşse de aslında gelişim ve değişimdir. Ancak bu dönemki gelişim ve değişim biraz fırtınalı, zaman zaman gelgitlerin yaşandığı, ani yükselişlerin olduğu bir gelişimdir. Çocukluk ile yetişkinlik arasına sıkışmış olan bireyin kendini gösterme, bir şeyler yapabildiğini ispatlama, kimlik gelişiminin yanında hayatı için son derece önemli olan sınavlara da hazırlanma gibi zorlu görevleri vardır. Bireylerin arkadaş ve sosyal çevreden uzaklaşarak yalnız kalma istekleri, çevresi ile iletişime kendini kapama, okulda akademik başarıda hissedilen düşüşler ve davranışsal problemler, onaylanmayan sosyal çevre veya gruplara dahil olma isteği, zararlı alışkanlıklara yönelme, yanlış kişilerle özdeşleşme isteği ve buna bağlı davranışlarda değişimler, hayatı ile ilgili düşünsel olarak radikal kararlar alma (okulu bırakma isteği, iş kurma, okulların ve eğitimin gereksiz olduğu…) gibi belirtiler gözlenebilir. Aslında bu belirtilerin bazıları neredeyse zaman zaman pek çok ergende gözlemlenebilir. Buna karşı dikkatli olunmalı ve müdahale edilmelidir. Aksi halde bireyin ilerleyen yıllarda da etkisi altında kalabileceği psikolojik sorunlara neden olabilir. Bu belirtiler görüldüğünde okul psikolojik danışmanları ile iletişime geçmek aileler için faydalı olacaktır.
•Bedensel değişimler ergen psikolojisini nasıl etkiler?
Ergenlik döneminde bedende değişimler olur. Bu değişimler genellikle orantısız büyüme, yağlanma, sivilce, orantısız büyümeye bağlı meydana gelebilecek sakarlıklar, sesin kalınlaşması, ter bezlerinin daha yoğun çalışması ile meydana gelebilecek kokular ergenleri çok memnun etmeyen durumlardır. Bu dönemde bedende yaşanan bu değişimler akranları tarafından zorbalık konusu olabilmektedir. Sivilceleriyle, yağlanma ve sakarlıkları ile sesteki değişim ve kalınlaşma ile birlikte dalga konusu yapılabilmektedir. Ergenlik dönemindeki bireylere bu konuda bedensel değişimlerin normal ve her insanda olduğunun doğru iletişimle anlatılması gerekir. Bedensel değişimlere karşı aynaya baktığında kendisi ile barışık olması önemlidir. Bu konuda okul psikolojik danışmanlarından destek almak önemlidir.
'BAĞIMLILIĞA SEBEBİYET VEREBİLİR'
•Hangi durumlarda ergenlik çağındaki çocuklar yalnız kalmak ister? Bu isteğin sakıncaları nelerdir?
Ergenliğin beraberinde gelen fiziksel, psikolojik ve duygusal değişimler bireyin düşüncelerinde de dalgalanmalara neden olur. Kimi zaman bedensel değişimine (vücutta yağlanma, kilo, sivilce, sakarlık…) kimi zaman duygusal durumuna bağlı olarak akranları veya çevresi tarafından yeterince anlaşılmadığı hissiyatına kapılır. Bazen de değişen vücut ölçüleri nedeniyle dış görünümü ile ilgili akran zorbalığına maruz kalabilirler. Bedensel değişimin orantısız olması sakarlığa sebebiyet vermektedir. Bu durumda yaşadığı sakarlıklarda dalga konusu olma ya da aileden 'beceriksiz' olarak nitelendirilme de ergen psikolojisini oldukça yıpratır. Bu ve benzeri olaylar yalnız kalma isteğine, çevreden uzaklaşma, arkadaş gruplarından kopuş, aile ile araya mesafe koyma gibi davranışlarla kendisini gösterir. Bu durumların sakıncası da olabilmektedir. Ergen duygusal bir boşluktan veya yaşadığı zorbalıktan (alay edilme, lakap takılması, dışlanma) dolayı yalnız kalmak istediğinde bu duruma müdahale edilmediğinde boşlukları kişinin kendi ve aile yaşantısına uygun olmayan bireylerle doldurmasına, sigara, alkol bağımlılığına neden olabilir. Tabi bu her yalnız kalmak isteyen ergenlik dönemindeki bireyleri kapsamaz ancak bu durumlar risk faktörleri arasındadır.
•Aileye düşen görevler neler?
Ailelere büyük iş düşüyor. Ergenlik dönemini sorun dönemi olarak algılamamaları ve bu dönemde çocukları ile çatışma yaşamaktan korkmamalılar. Çocuklar duygusal, fiziksel, fizyolojik ve psikolojik açıdan ciddi değişim ve gelişim geçirmektedirler. Bunların dışarı yansıması olacaktır. Ayrıca kimlik geliştirme gibi önemli bir görevleri de olduğu için kendi içlerinde sordukları ve cevabını alamadıkları sorular, anlam veremedikleri olaylar, çevreyi anlamlandırma, yorumlama gibi pek çok çalkantılı ve uzun yıllar etki edebilecek önemli bir dönemden geçmektedirler. Anne babanın en önemli görevi iletişim kanallarını açık tutmaktır. Çatışmalardan fikir ayrılıklarından korkmamaktır. Çocuklar artık 'bende buradayım, benimde bir görüşüm var, benimde fikirlerim var' anlayışında olacakları için onları tıpkı yetişkin birisiyle görüşür konuşur gibi dinlemeliler. Karşılarına alıp anlatmalı ve onların ne düşündüğünü de sormaları iletişimin güçlenmesi açısından çok önemlidir. Ergenlik dönemindeki çocukların en çok yakındıkları durum 'beni ciddiye almıyorlar, dinlemiyor ve anlamıyorlar' sözleridir. Bu sözleri çok sık duyarız. Anne babaların bu dönemde çocuklarına ayıracakları çok küçük zamanların çocukların kimlik gelişiminde büyük etkisi olacaktır.
''BENİM ÇOCUĞUM YAPMAZ' DEMEYİN'
•Kuşak çatışmalarının ergenler üzerindeki rolü nedir?
Çatışmaların yönetilmesi önemlidir. Anne babalar bu dönemde çocukları ile yaşadıkları çatışmalardan etkilenerek, 'artık tanıyamıyorum, kapıyı çarptı çıktı, bize sesini yükseltti…' gibi pek çok yakınmalarda bulunabiliyorlar. Burada çatışmanın olmasının normal olduğunu kabul etmek önemlidir. Çocuğunuzla yaşadığınız çatışma onun da fikir ürettiğini ve zihinsel süreçlerinin çalıştığını gösterir. Çatışmalarda istenmeyen anlar olduğunda kapının kapatılıp başka odaya geçmesi, kulaklık takıp müzik dinlemeye başlaması gibi zamanlarda tartışmayı orada durdurmak önemlidir. Çünkü kulaklık takarak veya kapıyı kapayarak iletişim kanallarını kapattığının mesajı verilmektedir. Bu durumda üstüne gittiğinizde karşılıklı olarak taraflar birbirlerini dinlemeyecek ve daha da istenmeyen durumların ortaya çıkmasına neden olacaklardır. 'Benim çocuğum yapmaz' demeyin. Bu düşünceye sahip aileler çocuklarının yanlış bir şey yapabilme ihtimalini düşünmek bile istemiyor ve savunmaya geçerek olumsuzlukların üstünü örtüyorlar. Çocukların ebeveynlerini gözlemlediklerini ve sorun çözmede de onlardan etkilendiğini unutmamak gerekir. İleride topluma birey olarak katıldığı zaman karşılaştığı olumsuzlukların üstünü örtme, inkar gibi savunma mekanizmalarını kullanabilirler. Bu konuda anne babaların dikkatli olmaları, hem çocuklarına hem de topluma karşı sorumluluklarıdır.